Maddî onarım yetmez!

Ülkemizin neredeyse her köşesinde daha önce misli görülmemiş bir restorasyon faaliyeti göze çarpıyor. Türkiye’nin her tarafında tarihî yapılar ayağa kaldırılıyor, onarılıyor; tekrar...

Ülkemizin neredeyse her köşesinde daha önce misli görülmemiş bir restorasyon faaliyeti göze çarpıyor. Türkiye’nin her tarafında tarihî yapılar ayağa kaldırılıyor, onarılıyor; tekrar kullanılabilir hâle getiriliyor. Bu yaygın onarım faaliyeti şehirlerimizin görünür yüzünü de etkiliyor. Tarih sûreta canlanıyor. Bu gözle görülür inşa faaliyeti sonucunda yenilenmiş binalara mı sahib oluyoruz, yoksa tarihî yapının muhtevasına uygun, en azından saygılı, bir onarım mı yapıyoruz? Türkiye’de restorasyon amaçlı faaliyetler yeni değil, en az yüz yıllık geçmişi var. Geçmişte ata yadigârı büyük ve çok bilinen eserleri ayakta tutmak için gösterilen çabalar günümüzde daha geniş bir çerçeve içinde ele alınıyor. Büyük bir bölümü heba edilmiş, ranta kurban verilmiş sivil mimarî yapıları ancak son yıllarda dikkate alınır hâle geldi. Birçok şehrimizde ciddi kaynaklar kullanılarak onarım-restorasyon faaliyetleri yapıldı. Bazı sokaklar, küçük çaplı mahalleler gün yüzüne çıkarıldı. Binalar turizm amaçlı, kültür amaçlı kullanılan yapılar haline dönüştürüldü.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Anadolu’nun fatihi kim? 25 Şubat 2019 | 270 Okunma Muhalefetsiz iktidar olmak 21 Şubat 2019 | 248 Okunma Hüseyin Ani Ulaş’ı hatırlamak 18 Şubat 2019 | 44 Okunma Edepsizin dini yoktur! 17 Şubat 2019 | 123 Okunma İslâm inkılâbı romantizmine ne oldu? 13 Şubat 2019 | 124 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar