Putin türü ‘önleyici vuruş’

Karar Gazetesi Yazarı Ahmet Taşgetiren’in bugünkü (03.03.2022)’’ Putin türü ‘önleyici vuruş’‘’ başlıklı yazısı.

Bir de eski ABD Başkanı Bush tarafından 11 Eylül sonrası ilan edilen “preemptive strike – Önleyici vuruş” doktrini vardı. Bir yeri “Terör odağı”olarak değerlendiriyorsanız, orayı vurmayı kendinize hak olarak görüyordunuz. Irak’ı böyle vurmuştu Amerika. BM kararı olmadan, “Saddam’ın elinde nükleer güç var” yalanı ile kendi koalisyonunu oluşturarak. Hani bizimle girilen o meşhur 1 Mart Tezkeresi gerilimi de bu süreçte ortaya çıkmıştı. Irak felaketin içine sürüklenmiş, 1 milyonu aşkın insan ölmüştü.

Bizim, “terörü bulunduğu yerde bertaraf etme” tarzındaki güvenlik stratejimiz de bunu andırıyor. “Terörle mücadele” noktasında sınır ötesi harekata izin veren uluslararası hukukun daha geniş kullanımı sayılabilir bu.

Bir yerde “devreye sokacağınız güç”le ilgili, “terörle mücadele” iddianıza dünya kamuoyunu ikna ile ilgili. Değilse, emperyal hesaplar içinde bulunulduğu suçlaması ile karşılaşmak da mümkün.

Putin’in Ukrayna’ya saldırı mantığı tam da böyle işliyor. “Sen NATO’ya gireceksin, bana tehdit oluşturacaksın. Öyleyse şimdiden bunu önleyeyim. Senin başına Ukrayna’yı NATO’ya sokmayacak, dolayısıyla Rusya’ya düşmanlık etmeyecek birisini getireyim.”

Askeri harekât – yani işgal- başladı. Bağımsız bir ülkeyi işgal. Putin’in ABD’ye benzer büyük bir koalisyonu yok. Zelensky, Saddam türü bir diktatöre dönüştürülemedi. NATO’nun Rusya’ya bile “tehdit” oluşturacağına dair bir kamuoyu algısı mevcut değil. Aksine “Putin tehdidi” gibi bir algı oluşmuş durumda. Putin’in Saddamlaştığı, daha ötede “Hitler rolüne soyunduğu”algısı yerleşiyor dünya kamuoyuna: “Birisi Putin’i durdurmalı, değilse gözüne kestirdiği başka ülkelerin işgali tehlikesi var.”

Bu noktada Amerika’nın öncülük ettiği nerede ise tüm Batı dünyasının iştirakiyle bir “yaptırımlar sağanağı” devreye giriyor.

Şimdi bir yanda Ukrayna üzerine çullanmış bir Rus gücü var. Havadan - karadan vuruyor Ukrayna şehirlerini. Sivil alanlar hedef. İnsanlar ya ülkeyi terk edip canını kurtarmaya çalışıyor, ya da metrolarda, sığınaklarda nefes almaya… Sığınaklarda “yeni doğan ünitesi” oluşturulduğuna göre hastaneler bile güvenli değil.

Bir yanda da direniş var. Askeri güç dengesizliğine bakıp, “Rusya Ukrayna’yı çiğ çiğ yer, bir kaşık suda boğar” türü peşin düşünceler en azından şu ana kadar gerçek olmuş değil. Değil ama, gene de Rusya başka türlü vazgeçirtilmezse, Ukrayna’nın şansı az.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Söğütözü zirvesi 03 Mayıs 2024 | 1.725 Okunma Başka türlüsü mümkün müydü? 02 Mayıs 2024 | 1.973 Okunma Türkiye Yüzyılı - Maarif Modeli 30 Nisan 2024 | 1.137 Okunma Zirvedeki görüşmenin psikolojisi 28 Nisan 2024 | 507 Okunma Akşener - Ağalığın ve liderliğin raconu 26 Nisan 2024 | 3.505 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar