“Kapıdan kovdular bacadan girdim
sonunda çok sevdiğim torunumun mürüvvetini görmek nasip
oldu...”
Tek düşüncem vardı ki o da çok
sevdiğim torunumun mürüvvetini görebilmekti.
Yaşlı hâlimle, o kapı senin bu
kapı benim kim nerede birini tavsiye ederse dolaşıp durmaktaydım...
İnsan canından can kanından kan olan evladına kimseleri
yakıştıramıyor derler doğruymuş. Ben de torunuma layıkıyla bir
gelin bulabilmek için kılı kırk yarıyordum...
Günler haftalar birer birer gelip
geçtikçe, torunumun annesi babası, yakınları iyice rahatsız
oldular... Bizim beğendiğimiz aileler bizi beğenmiyordu, kız
tarafının beğendiklerini biz beğenmiyorduk. Biz derken torunum
beğenmiyordu…
Fakat ben yine de onun
mürüvvetini görmek için torunum uğruna, büyüklüğümü, yaşlılığımı,
ayaklar altına alıp kız aramaya devam ettim... Şimdiki gibi gençler
birbirini bulup konuşup anlaşıp “biz evleniyoruz” demiyorlardı ki…
Meğer biz o yıllarda ne zorluklar çekiyormuşuz…