“Seni annem babam değil ben
sevmeliyim. Ben sevemedikten sonra bir anlamı var
mı?..”
Kahvede tanıştığımız Korhan’ı
dinlerken duygulanmamak elde değildi… "Aşk ağlatır dert söyletir"
dedikleri türden bir durumdu… 8 Ekim tarihinde nişanlısından aldığı
bir karar üzerine hayatının altüst olduğunu anlatmaya devam
ediyordu:
Ah be Sevilay… On altı ay nişanlı
kalıp evlenmeye karar verdiğimiz Sevilay… Nişanlanıp evlenmeye
karar vermiştik. Öyle ki Sevilay’ın ailesi bana "evladım" diye
hitap etmeye başlamıştı…
Ama o kara gün… Ben o güne "kara
gün" diyorum… Sevilay bana "seninle
evlenemeyeceğim" deyiverdi. Şaşırmam bir tarafa beynimden
vurulmuşa döndüm… Şaka olmalıydı… Ama o ciddi ciddi
konuşuyordu:
-Neden? Nereden çıktı şimdi bu?
dedim.
-Çünkü seni sevemedim,
dedi.
Bir insana bundan daha ağır ve
bundan daha gerçekçi bir söz olabilir mi?
Sanki üzerime bir dağ devrilmiş
de altında kalmış gibiydim. Bir müddet konuşmayı bırak nefes
almakta zorlandım.
-Peki ne olacak bundan
sonra?
-Bir eski tanıdık olacağız… Size
asla kırgın değilim. Siz de bana kırılmayın…
Ne kadar kolay söyleniyordu…
Mutlaka onun kanına birileri girmişti… Sevilay’ı düşünce olarak
zehirlemişlerdi.
“Annen baban, ailen bu konuda
onların haberi var mı?” dedim.
Çok enteresan bir cevap
verdi:
“Seni onlar değil ben sevmeliyim.
Ben sevemedikten sonra bir anlamı var mı?”
“Bana doğru söyle… Yoksa başka
biri mi var arada? Sen durup dururken nereden çıkardın bu
kararı?”
“Hayır kimse yok… Kimseden
etkilendiğim de yok… Kimseye aldırış ettiğim de yok… Ben sana
içimden geldiği gibi doğrusunu söylemek durumundayım… Çok düşündüm…
Çok sabrettim… Çok alışmaya çalıştım… Ama olmadı… Olmadı…
Olmuyor…"
Bir başka âlemde kâbus gibi bir
rüyada gibiydim… Düne kadar birbirimize “aşkım” diyerek hitap
ettiğimiz Sevilay şimdi bana eski bir arkadaş olarak kalmamızı
söylüyordu.
Bunu benim kabul etmemin ne kadar
zor olduğunu hatta imkânsız olduğunu düşünebiliyor
musun?
Ama benim gururum ne olacaktı?
Ben, beni sevmediğini sevemediğini açıkça yüzüme söyleyebilen bir
kıza yalvaracak mıydım? Bu benim kendime saygısızlık olmaz
mıydı?
Yüreğim kan ağlasa da “tamam”
dedim. “Sen nasıl istersen!” DEVAMI
YARIN