“Muhtarın sözü bir konuya açıklık
getiriyordu. Demek önceden de bir olay yaşanmış
burada...”
Dünkü hatıramızı anlatmaya devam
ediyoruz... Köylülerin hesap sorar tarzlarına şaşırdık. Üstelik
adamların bir kaçının elinde iri sopaları da görünce içimizi bir
korku sardı. Halimizi kekeleyerek anlattık. Ama adamlar sözümüze
hiç itibar etmeyip “otomobili biriniz kenara çeksin. Sonra da
doğruca muhtarın evine gidiyoruz” deyince işlerin iyice sarpa
sardığını anladık.
Gece vakti iki yanımız
köylülerden oluşan bir manga insan ile dolu olarak muhtarın odasına
yürümeye başladık. Köy yerinde o yıllarda elektrik yoktu.
Karanlıkta el feneri ile bir iki kişi önümüzü aydınlatıyordu ama
bilinmez bir meçhule doğru gitmenin endişesiyle ağzımız
kuruyordu.
Nihayet dolambaçlı bir yerlerden
giderek muhtarın odasına vardık. O da ne öyle? Muhtarın evinde
ihtiyar heyeti denilen köyün ileri gelenleri toplanmıştı bile.
Üstelik köyün bekçisi konumunda pos bıyıklı bir amca elinde mavzer
olduğu hâlde sırtını duvara yaslamış ve yarı...