“Korktuğum başıma gelmişti. Çanta
benim değildi. Açılmıyordu. O an iki şeye üzüldüm!..”
Yıllar önce bir otobüs yolculuğu
yaşamıştım… Halamın oğlundan emanet aldığım bont çantayla üç
günlüğüne memleketim Giresun’a gitmiş işlerimi halledip tekrar
İstanbul’a dönüş için yola koyulmuştum.
Bindiğim otobüste her nasılsa o
gün sanki bütün yolcuların elinde birer bont çanta vardı. Gerçi o
yıllarda bont çanta modaydı. Ben de zaten onun için halaoğlundan
emanet istemiştim… Emanet çantamı, otobüste koltuğumun hemen
üzerindeki paket rafına bırakmak istedim ama muavin izin vermedi.
Diğer yolculara da aynı şekilde tek tek engel oluyordu: “Ani bir
fren filan olur bir yolcunun kafasına düşer al başına bela” diyordu
ki haklıydı.
Baktık bu böyle olmayacak,
çantalara bir yer bulmasını söyledik. Galiba bagajda da yer
kalmamış ki, çantalarımızı en arkadaki koltukların, gerisinde
şoförlerin dinlendiği yere istif etmeye başladı... Üst üste
sıralanmış neredeyse on beş yirmi çanta vardı…