“O
arada, rahmetli babamın otobüsünde muavinlik yapmış bir tanıdık
peydahlandı.”
Yıllar ne çabuk geçiyor anlamak mümkün değil…
1980'li yılların başlarıydı. Kahramanmaraş'ta bir yandan kendi
ticari faaliyetlerimizi, bir yandan da İhlâs'ın hizmetlerini
yürütmeye çalışıyorduk... Hizmetlerde kullandığımız bir minibüsümüz
vardı.
Bir
gün birkaç arkadaşla hizmete gidiyorduk. Kayabaşı Mahalle
Çarşısı'ndan geçerken, cadde kenarında yürüyen liseli yaşlarında
bir gencin; arabanın sağ arka kapı koluna takılıp kenara düştüğünü
sağ dikiz aynasından gördüm. Tabii, arabayı hemen sağa çekip
durduk. Allah muhafaza etmiş, gençte ufak tefek sıyrıklar vardı.
Sessiz sakin bir delikanlıydı hiç feveran etmiyordu. Lâkin çarşı
kahvesinden dışarı fırlayan birkaç kimsenin linçe hazır hâllerini
de gördük. Her kafadan bir avaz çıkıyordu. Hep bir ağızdan
seslendirdikleri de "sürat yapıyormuşsun" lafı idi. Sanki
yanımdaymışlar veya olayı görmüşler...