“Bu resimdeki kadın benim
karımdı. Hayat arkadaşımdı. Onunla konuşuyordum..."
Tren yolculuğunda karşılaştığım
deli mi divane mi ne olduğu belli olmayan adamın iki elinde iki
telefon bir biriyle, bir diğeriyle konuşmasını çözmeye
çalışıyordum. Ne beni duyuyor ne soruma cevap veriyordu. Bu sefer
kulağında tuttuğu telefona:
“Tamam canım ben seni sonra
ararım öptüm. Kendine iyi bak!” dedikten sonra bana
döndü:
“Bir şey mi var hocam? Yoksa
konuşmalarımdan rahatsız mı oldun?”
Rahatsız olmak ne demek,
saatlerce bitmeyen konuşmaları dinlemekten sinir olmuştum.
Damarlarımdaki kan beynime hücum etmiş tansiyonum yükselmişti. Ama
onun meczup olduğuna kanaat getirince sakinleşmiş hatta adama
acımaya bile başlamıştım. Dedim ki: