Suriye’nin kuzeyi Suriye’ye dair tartışmaların odağına yerleşmiş durumda. En son buna benzer bir yoğunlaşmayla PYD’nin kuzeyde birbirinden coğrafi olarak kopuk üç tane bölgeyi “kanton” ilan etmesinde yaşamıştık. O günden beri PKK/PYD’nin Irak sınırından Akdeniz’e kadar uzanan bir kuşakta federatif veya bağımsız bir PKK devletimsisi kurulup kurulmayacağı tartışmaları yapılıyor.
Tel Abyad’da Amerikan hava desteği marifetiyle PYD’nin alan
kazanması, Haseke ile Halep arasındaki coğrafi bağlantıyı
güçlendirdi. Bu da doğal olarak Türkiye sınırı boyunca IŞİD’in geri
çekilmesiyle birlikte PYD’nin hâkimiyet alanlarını genişletmesine
yol açtı. Tel Abyad’da yaşanan iki olgu da en az coğrafi kopukluğun
giderilmesi kadar konuşulmayı hak ediyor.
Bunlardan birisi ABD’nin genel resmin neresinde olduğu sorusu.
Kobani ile birlikte Suriye’de IŞİD’e karşı savaşacak ve Suriye’yi
şekillendirmede işbirliği yapacak partnerini PYD’de bulmuş
görüntüsü veren ABD, sadece IŞİD’İn gerilemesinden değil bu
alanların PYD tarafından doldurulmasından da memnun görünüyor.
Alanın ve satanın memnun olduğu bu ilişki, PYD’ye uluslararası bir
hami; ABD’ye de Suriye-Irak hattında ayak işlerini yaptıracağı bir
proksi kazandırıyor. ABD çatışma anlarında yanlış aktörlere destek
vermesiyle nam salmış bir ülke. PYD’yle ilişkisindeki pragmatizmin
an itibariyle iki aktöre de alan kazandırdığı aşikâr. Fakat PYD’nin
ABD tarafından bu kadar sivriltilme çabaları PYD için uzun vadeli
problemlere gebe.