Yerel seçimlerde, devletin tüm olanaklarını kullanan iktidar,
çok kanallı ama tek sesli hale getirilen yandaş ve havuz medyasının
her türlü akıl-mantık-insaf ve izan sınırlarını aşan fanatik -
partizan- tarafgir ve seviyesiz yayınlarına rağmen, hayal
kırıklığına uğradı.
Ülkemizin, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel olarak en önemli ve
büyük kentlerini 25 yıllık iktidarlarının sonunda kaybettiler.
Şimdi bu saatten sonra, bir takım masabaşı oyunlar sergilemeye
çalışmak, tabiri caizse çamura yatmaya kalkışmak, kimseye bir yarar
getirmez, getirmeyecektir.
Yapılması gereken, demokratik bir olgunlukla ve sağduyu ile
davranmak ve kazananları tebrik ederek, toplumu gerginlikten ve
kamplaşmaktan bir an önce uzaklaştırmak olmalıdır.
Aksi bir tavır çırpındıkça batan bir hırçınlığa, milli iradeye
saygısızlığa ve toplumsal huzursuzluğa neden olabilir ki, bunu aklı
başında sorumluluk sahibi hiç kimse istemez ve arzu etmez.
Gelelim Hürriyet gazetesine. Demirören Grubuna tartışmalar yaratan
bir biçimde geçen eski Doğan grubu medyasının amiral gemisi olarak
bilinen Hürriyet gazetesinin yayın politikası, özellikle yerel
seçim döneminde giderek tarafgir-partizan ve AKP yanlısı bir
çizgiye savruldu ne yazık ki.
Geçmişte toplumun geniş kesimlerini kucaklayan bir kitle gazetesi
niteliğinde olan Hürriyet gazetesi, son dönemdeki yayın politikası
ile, iktidarın borazanı görevi gören, parti bülteni gibi çıkan, tek
yanlı-partizan yayınlarıyla ciddi bir okur ve inandırıcılık sorunu
yaşayan yandaş Sabah gazetesine benzemeye başladı maalesef.
Hürriyet ve CNNTÜRK’ün yayınları geniş toplum kesimlerinde önce
hayretle, giderek tepkiyle karşılanıyor artık.
Bunun da tirajlara ve reytinglere yansıması zaten kaçınıl...