2 yabancı terim var yazımızın başlığında. Ama bize hiç de
yabancı değil bu terimler.
Nepotizm - eş dost-akraba kayırmacılığı,
Klientalizm (Clientelism) ise, kayırmacılık-himayecilik
demektir.
Türkiye bugün giderek, bu kavramların hayat bulduğu bir talan ve
istila ekonomisine dönüşüyor ne yazık ki.
Her türlü kamu ihalelerinde ayyuka çıkan ağır
kayırmacılık-yolsuzluk iddiaları, off-shore merkezlere, Katar’a,
Malta’ya kaçırıldığı iddia olunan haksız servet transferleri gibi
hususların üzerine gidilmesi, soruşturulması, bu konularda
kamuoyunun bilgilendirilmesi ve hesap sorulması son derecede önemli
hâlbuki.
Kamuya yönelik istihdam ve atamalarda, ehliyet-liyakat yani bilgi
birikimi-tecrübe-kıdem-eğitim vb. gibi temel kabul görmüş
nitelikler yerine, eş-dost-akraba ve yandaş olmanın tercih
edildiği, partizan atamalar, toplumsal adalet ve eşitlik
duygularını tahrip ettiği gibi kamusal hizmetlerin niteliğini de
yozlaştırıyor maalesef.
Bu nedenlerle ekonomi hızla uluslararası literatürde tarif edilen
bir “Crony Capitalism’e” yani ahbap-çavuş kapitalizmine
dönüşüyor.
2016 yılında The Economist dergisinin “Crony Capitalism Index”
adıyla yayınladığı 22 ülkeyi kapsayan çalışmada Rusya-Malezya ve
Filipinler ahbap-çavuş kapitalizminin ilk 3 sırasını
paylaşıyordu.
Türkiye bu araştırmada 8’nci sıradaydı. Kim bilir bu araştırma
bugün yenilense Türkiye ilk üçe girerdi belki de.
Evet, çok tirajı-komik bir durum ahbap-çavuş kapitalizmde ilk 3
girmesi bir ülkenin.
Bu nedenle, Türkiye’de muhalefetin olmazsa olmazı, hatta öncelikli
ve sürekli gündem maddesi bunlar olmalıdır.
Kayırmacılık ve himayecilikle yapılan kamu ihaleleri
yolsuzluklarına, eş-dost-akraba ka...