DÜNKÜ yazıda, üç büyük partinin referandum sürecindeki
dezavantajlarını yazmıştım.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile telefonda görüştük.
O da CHP’nin muhalefet alanında tek başına kaldığı tespitime
katılıyordu. CHP olarak üstlendikleri rolü anlatırken, “Çok ağır
bir yükün altına girdik. Her alanda ciddi sorunlar var. Hepsiyle
tek tek uğraşıyoruz. Türkiye bu hale getirilmemeliydi” yorumunu
yaptı.
Kılıçdaroğlu, iktidarın referandum kampanyasını AK Parti ile CHP
arasındaki bir mesele gibi göstermeye çalıştığını düşünüyor. Bu
yüzden kendi kampanyalarında özellikle meselenin AK Parti-CHP
meselesi değil, Türkiye meselesi olduğunu vurguladıklarına dikkat
çekti.
Ben partilerin dezavantajları yazmıştım. Kılıçdaroğlu, kendi
avantajlarının daha fazla olduğunu söyledi. Neler olduğunu sordum.
Şu yanıtı verdi:
“En büyük avantajımız, demokrasi ile halkımızın can ve mal
güvenliğini savunmak. Yapılacak değişiklik ikisini de ortadan
kaldırıyor. Biz de bütün detaylarıyla bunu dillendiriyoruz. Karşı
taraf ise referandumu bir çekişme alanı haline getirmek istiyor.
Savunabilecekleri argümanları yok. O yüzden CHP’yi ve hayır
cephesini kötülüyorlar. Vatandaş, hepsinin farkında ve gün geçtikçe
daha da ayırdına varıyor. Bu yöntem kesinlikle tutmaz.”