Deniz Zeyrek Sözcü Gazetesi

10 yılda tarihe geçtiler

Sözcü Gazetesi Yazarı Deniz Zeyrek'in bugünkü (16.04.2022)''10 yılda tarihe geçtiler'' başlıklı yazısı.

16 Nisan 2022 | 680 okunma

17 Nisan 1940 tarihe “Köy Enstitüleri'nin kurulduğu yıl” olarak geçer. Yarın Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 82. yıldönümü.

Bir ülke düşünün ki nüfusunun yüzde 85'i köylerde yaşıyor. Ancak köylerdeki okullaşma oranı yok denecek kadar az.

Ulu önder Atatürk “köylü milletin efendisidir” dese de bazı bölgelerde köylüler, feodal beylerin, köy ağalarının boyunduruğu altında “maraba” hayatı yaşıyor.

Genç Cumhuriyet bu işin ilacının “eğitim seferberliği” olduğunun farkında.  Bu aynı zamanda Atatürk'ün de vasiyetidir.

Köy Enstitüleri fikri “Çocuklar okula ulaşamıyorsa, okullar çocuklara ulaşmalıdır” düşüncesiyle ortaya atılıyor. Bir yasa tasarısı hazırlanıyor ama tasarı TBMM'de görüşülürken, tuhaf bir direnişle karşılaşıyor.


Özellikle köy ağası vekiller, böyle bir düzenlemeye karşı tavır alıyor. Fikrin babası sayılan Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Ne zararları olabilir” diye sorduğunda, ağalığın gücüyle seçilmiş bir milletvekili arkadan sesleniyor:

“Ben üçü beşi bilmem, bindiğim eşek benden akıllı olmayacak. Olursa düşünür, okuyan köylü zapt olmaz.”

Bu korkunç bakış açısı o dönemde çok yaygındır. Sadece ağalar, feodal beyler değil, devleti kendi malı gibi gören kentli zenginler de köylülere benzer şekilde bakıyor.

Hasan Ali Yücel kararlıdır. Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç bütün planlarını, yol haritasını hazırlamıştır.

TBMM'deki görüşmelerde bir milletvekili sorar:

“Neden Köy Enstitüsü diyorsunuz”

Hasan Ali Yücel şu yanıtı verir:

“Biz köy enstitüsünü sadece içerisinde kurumsal eğitim yapılan bir kurum olarak almadık. İçerisinde tarım sanatları, demircilik, basit marangozluk gibi uygulamalı faaliyetler de bulunduğu için okul adıyla anmadık, enstitü diye isimlendirmeyi uygun gördük.”

Fikrin mimarı ve uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç da “neden köy enstitüsü” sorusuna kendi kişisel hikayesinden de yola çıkarak şu yanıtı verir:

“Çocukluğumda okumak için çok sıkıntı ve acı çekmiş birisi olarak köy enstitüleri işine bütün gücümle sarıldım. Köylü çocuklarını öğrenim olanağına kavuşturma fırsatı elime geçmişti. bu çocukluğumdan beri düşüncelerim, benliğimi saran bir tutku idi.”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
'Zaten vardı göze batmaya başladı' 19 Nisan 2024 | 3.519 Okunma Millet “Hagosa gel” dedi! 06 Nisan 2024 | 739 Okunma Oy yoksa temiz su da yok! 05 Nisan 2024 | 771 Okunma Erdoğan ne yapacak? 03 Nisan 2024 | 3.666 Okunma Emeklinin ahını almayacaktınız! 01 Nisan 2024 | 4.429 Okunma