Halep'in önemini anlatmaya gerek yok. Suriye'nin en büyük ikinci
şehri. Şu anda tarumar olsa da bir zamanlar Shakespeare'in
şiirlerine bile konu olacak kadar ünlü bir ticaret merkezi. Konum
olarak ise Suriye'nin olası bölünme senaryolarında en kritik
tartışma konusu olacak kadar stratejik...
Ve Halep göz göre göre rejim tarafından ele geçiriliyor. Rusya'nın
hava desteği ile Halep düşmek üzere.
Bu çatışmanın insani boyutu dünya kamuoyunun umurunda olmasa da çok
ağır. Bombalanan hastaneler, pazar yerleri artık haberlerin bile
konusu olmasa da onarılamayacak yaralar açıyor.
Son dönemde Amerikalı yetkililerin açıktan dile getirmeye
başladıkları bir durum var:
ABD, Halep'in Rusya'nın yardımı ile Esad rejiminin ele geçirmesine
soğuk bakmıyor.
Hatta ve hatta Obama bunu istiyor.
Sebebi ise Obama'nın Suriye politikasındaki fiyaskosunu bir sonra
başkana da dayatmak istemesi.
ABD'de başkanlık seçimlerine çok az bir süre kaldı malum. Hillary
Clinton yarışta önde gidiyor.
Clinton'ın hacklenen emailleri zaten Suriye krizinin başından beri
bilinen bir şeyi teyid ediyor: Clinton Suriye meselesinde Obama'dan
farklı bir pozisyonda. İran anlaşmasına karşı değil ancak İran'ın
Suriye ve Irak'ta artan etkisinden rahatsız.
Obama, Clinton'ın göreve gelmesi ihtimalinde ABD'nin Suriye
politikasını değiştirebileceğini, Rusya ve İran'a karşı daha sert
bir pozisyon alabileceğini düşünüyor.
Bu ABD'nin Suriye politikasında keskin bir dönüş ihtimali var demek
değil tabii. ABD, sahaya asker göndermemek konusunda kararlı. Ancak
yeni başkanın Obama'dan daha müdahaleci olma ihtimali de var.
İşte tam da bu ihtimali yok etmek için Obama'nın seçimlerden önce,
Clinton henüz kendi dış politika ekibini ve politikasını uygulamaya
fırsat bulmadan, Halep'in düşmesini istiyor. Böylelikle kendi
politikasını de facto bir sonraki başkana dayatmayı başaracak, zira
Clinton'ın yapabileceği pek bir şey kalmayacak. ABD'de bazı kanaat
önderlerinin iddiası bu.
Halep'in düşmesi konusunda Türkiye'nin sessiz kaldığı yönünde bazı
iddialar dile getiriliyor. Bunu üst düzey bir yetkiliye sordum ve
kesin bir ret cevabı aldım. Türkiye'nin Suriye politikası konusunda
güvenlik öncelikleri değişse de kırmızı çizgilerini ihlal
etmeyeceğini görmek mümkün.
Şu notu düşmek lazım elbette: Türkiye açısından Obama'nın bölge
politikası asla ve asla bir müttefik ilişkisi içinde kabul edilecek
şekilde gelişmedi.