Darbeden bir gün sonra ABD büyükelçisi Fletcher Warren, cunta
lideri Cemal Gürsel'i ziyaret etti. Warren, özellikle Güney
Amerika'da görev yapmış ve darbeler konusunda ihtisası olan bir
diplomattı. Gürsel'e mimarı olduğu darbenin, bugüne kadar gördüğü
“açık ara en titiz, en etkin, ve en hızlı” darbe olduğunu
söyledi.[ii]
Darbeden 2 gün sonra, New York Times gazetesine göre, Türkiye'de
bir bahar havası esiyordu, 29 Mayıs 1960 tarihli haberin başlığı,
“General Gürsel kabineye başkanlık ediyor, baskıyı kaldırıyor:
İnsanlar [yeni] rejimi mutlulukla övüyor. Gazeteciler ve öğrenciler
hapishaneden serbest bırakıldı” olacaktı.
Haberin içinde az da olsa doğruluk payı vardı, seküler ve askerî
elit, medya, entelektüeller, akademisyenler, darbeyi kutsuyor,
darbenin günahlarını meşrulaştırmak için sıraya giriyordu.
Menderes'in destekçileri ile keyfi davalar ve baskı ile
susturulmaya zorlanıyordu.
Ancak darbenin kendi destekçilerini bile hedef yapması çok zaman
almayacaktı. Üniversitelerde cadı avı başlamış, bir tasfiye
hareketi başlamış, 147 akademisyen işten atılmıştı. Koçak, durumu
şöyle tasvir ediyordu: “DP’nin üniversite üzerindeki baskısından
şikâyetçi olanlar; 27 Mayıs’ı hürriyet aşkıyla destekleyenler;
üniversite tasfiyesi ile şaşkına dönmüşlerdi”[iii] Türkiye'nin en
saygın akademisyenlerinden biri eşcinsel olduğu gerekçesiyle işten
atılacaktı.