Ülkemizin etrafı neyle çevrili?
Böyle bir mevzu açılınca, hemen hatırıma Oğuz Atay gelir. Tutunamayanlar. Türkçe’de on tane büyük roman varsa, birisi ‘Tutunamayanlar’dır. ‘On tane’ dememin sebebi, başkalarının...
Böyle bir mevzu açılınca, hemen hatırıma Oğuz Atay gelir.
Tutunamayanlar.
Türkçe’de on tane büyük roman varsa, birisi ‘Tutunamayanlar’dır.
‘On tane’ dememin sebebi, başkalarının şampiyonlarına saygımdandır. ‘Beş taneden biri’ de diyebilirdim. Marjı geniş tuttum.
Hikmet... Şu ‘Tutunamayanlar’ın adamı. Romandaki esas çocuk. Allah bilir, Hikmet, Oğuz Atay’ın kendisidir.
Tutunamayanlar’ı okurken, her okuyucu biraz ‘Hikmet’ olur.
Öyle tahmin ediyorum, hayatta herkesin en az bir Hüsamettin Tambay’ı vardır. Allah, Hüsamettin Tambay’ları yanımızdan yöremizden eksik etmesin.
“Ülkemiz bazı yanlarından denizlerle bazı yanlarından da başka ülkelerle çevrili, genellikle dört köşe özellikle çok köşe bir kara parçasıdır. Denizlerin olmadığı yerde ülkemiz noktalı çizgilerle sınırlandırılmıştır.”
Böyle anlatıyor Hikmet, çenesi düşmüş, dökülüyor. Araya giren sualler durdurmuyor.
“Uzun binalar çizgileri noktalar gözetleme kulelerini gösterir. Uzun binaların ve kulelerin damları kırmızı olduğu için sınırlar haritalarda kırmızı çizgilerle gösterilir.”
Salim, ‘üç yanı denizlerle çevrili’ deyince itiraz ediyor Hikmet. “İki buçuk yanıdır oğlum Salim. Güney sınırımızın yarısı karadır.”