Eğer 'nerde yanlış yaptık' diyen varsa
Dönün, dolaşın. Rızkınızı arar gibi, ‘Hikmet’i arayın. Güzel olan şeyleri bulun, takatiniz nisbetinde, kalbinizin taşıdığı kadar alın. Ara sıra dönün. ‘Ben nereye kadar...
Dönün, dolaşın. Rızkınızı arar gibi, ‘Hikmet’i arayın. Güzel olan şeyleri bulun, takatiniz nisbetinde, kalbinizin taşıdığı kadar alın.
Ara sıra dönün. ‘Ben nereye kadar gittim?’ diye sorun kendinize. ‘Gittim de, iyi mi gittim, kötü mü gittim?’
Bunu anlamak için herkesin bir ‘işaret’i vardır. Kaydı mı ayağımın altındaki toprak?
‘Kitab’a bakarsınız. Eğer bakmasını biliyorsanız, orada görürsünüz nereye kadar açıldığınızı.
Kitab, vatanımız gibidir.
Hiçbir şey, O’nun bize verdiğiyle kıyaslanamaz.
İnsanlar, irili ufaklı insanlar, yazarlar, konuşurlar. Ne kadar da meraklıdırlar bizi evirip çevirmeye, bizi bir yere götürmeye, bizi bir yerden getirmeye.
Bazıları, aleme, bizim baktığımızdan daha derin bir bakışla bakarlar.
Baktıkça aleme nüfuz ederler.
Onlar, ‘Kitab’ı görürler. ‘Kitab’ı okurlar.
Gördüklerini, okuduklarını söylerler.
Sizi, sürükleye sürükleye bilmediğiniz yerlere götürmezler.
Salak salak yürümek, yürümek sayılmaz.
Bilmenizi isterler, yürüyecekseniz, bilip de yürümenizi isterler.
Kendinizi mes’ul hissediyorsanız, onlara da kulak verirsiniz.
Bir şey söylerler de, dersiniz ki, ‘güzel söylüyor, ama ne söylüyor?’
Birkaç gündür, İstanbul’dan hayli uzaktayım.