Liderlere çağrı gazete ve TV'lere teklif...

Doğrusu "bütün renkler kirlendi, birinciliği beyaza verdiler" teşhisidir. Ne yazık ki "bizim mahalle" olarak nitelendirdiğimiz "medya" için de en geçerlisi... Vatandaş olarak her birimizin elektrik faturalarından kesilen paylar ile...

Doğrusu "bütün renkler kirlendi, birinciliği beyaza verdiler" teşhisidir. Ne yazık ki "bizim mahalle" olarak nitelendirdiğimiz "medya" için de en geçerlisi... Vatandaş olarak her birimizin elektrik faturalarından kesilen paylar ile kimsenin seyretmediği kanallar haline dönüşen TRT'nin şu anki durumunu tartışmaya açmıyorum bile. 70-80'li yılların seçim atmosferinde anayasamızda yazılı olan maddeler ışığında eşit şartlarda tüm siyasi partilere yer verilmesi kelimenin tam anlamı ile tarih oldu. 90'lı yıllarda "özel TV"leri yaşadığımız dönemde de "yayıncılık adına ciddi racon" vardı... Daha doğrusu ilkeler yaşadığı için zorunluluk hasıldı. Şimdi adı bile unutulan özel TV kanallarının her biri "HBB, Kanal 6, Star, Show TV, atv, Flash" gibi ulusal yayın yapan özel kanallar seçim öncesi iktidarı-muhalefeti ile tüm siyasi partileri stüdyoya davet edip eşit şartlarda program yapar ve vaatlerini açıklatıp bir nevi liderleri "teraziye" çekerdi. Ve bu esnada dönemin gazetecileri konuk olarak soru ve eleştirilerini yöneltirdi. Yeni nesiller hatırlamasa bile Türkiye seçmeninin önemli bölümünü teşkil eden orta ve yaşlı seçmen kesimi bunu iyi hatırlar. 12 Eylül darbesi sonrasında bile, Evren ve şürekasının dayatmalarına rağmen Turgut Sunalp'ın horoz amblemli MDP'si, Turgut Özal'ın arı peteğindeki ANAP'ı ve Necdet Calp'in Halkçı Parti'si TRT'deki "tartı"ya çıktığı için sonuç beklenenin aksine oldu! Televizyon gerçekten çok etkindi o günler...

Sonra özel televizyonlar... Bugün esamisi bile okunmayanları bir kenara bırakalım. Ali Kırca'nın bir kaç ayrı kanaldaki "Siyaset Meydanı"nı sanırım unutmayan ciddi kitle vardır. Reha Muhtar Show TV'de, Star'da, Uğur Dündar'ın farklı kanallarda aynı anda liderleri bir araya getirip "eşit şartlar altında" yaptıkları yayınlar belleğimizde olduğu kadar internete de yüklemiş o yıllar TRT tekeli dışında 3-5 tane idi. Özel kanal, bugün 100 rakamını aşmış vaziyette ne yazık ki bu rakamın yüzde 90'ı, 17 yıllık AKP iktidarının güdümü altında yerel ve internet kanalları ile sayı bini aşmış durumda. Oysa Türkiye AKP iktidarının yanlı, yandaş yayınları ile "Merkez" denilen TV kanallarını bile el değiştirdi. Bir dönemin "Amiral Gemisi" gazete 60 binlere geriledi.

Yeniden dönelim seçim ve TV yayınlarına... Hakkını teslim edelim Halk TV, KRT, Tele-1, Kanal 5 ve yeniden yayına başlayan Türkiyem TV var. Yapılan kamuoyu araştırmalarının gösterdiği gerçeği göre "Cumhur İttifakı" olarak nitelendirilen "AKP-MHP" birlikteliği Türkiye genelinde baraj sayılan yüzde 50'nin altına çoktan düşmüş bile... Sadece yarışma ve dizilerin seyredildiği söz konusu kanalların güvenirliği araştırmalarda "dip"e vurmuş. Sosyal medyada dalgası geçiliyor.

Yeniçağ gazetesi yazarı ve Türkiyem TV programcısı olarak geçmişten günümüze tecrübelerimizi bir araya getirince, okuyucularımızla beraber, TV yöneticileri ve seyircilerine bir teklifte bulunmaya karar verdim.

Evet; 31 Mart seçimlerine 20 günden az zaman kaldı. Siyasi partilerimizin sayın genel başkanları ve yöneticileri sahada.... Halkımızla iletişim kurabilmek için meydanlara inip, semtlere kadara girip diyalog kurmaya çalışıyorlar. Bu arada "yayıncılığın namusunu korumakla kararlı" geriye kalmış 3-5 TV kanalı için vakit ayırmakta da zorlanıyorlar. Öyle ise buyrun... Ortak yayına!..

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hasan Paşam ve Uğur Mumcu... 31 Ocak 2021 | 518 Okunma "Adalet yıkılırsa gökyüzü çöker!" 29 Ocak 2021 | 283 Okunma Asker Hastanesi yıkılmasın!.. 28 Ocak 2021 | 279 Okunma Kaba Milliyetçilik... 24 Ocak 2021 | 406 Okunma Uzmanlara zulüm... 21 Ocak 2021 | 333 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar