Konuştuğum radyoyu bastıran bakan! Baba katilini affedip, rakibini affetmeyen siyasetçi!

Cahiliye dönemlerim diye tanımlayabileceğim yıllardı.Eski Sağlık Bakanlarından Halil İbrahim Özsoy'a ilişkin sert yazı ve konuşmalar yapıyordum.Geçmişte Ankara'nın Sıhhiye semtindeydi Sağlık...

Cahiliye dönemlerim diye tanımlayabileceğim yıllardı.
Eski Sağlık Bakanlarından Halil İbrahim Özsoy'a ilişkin sert yazı ve konuşmalar yapıyordum.

Geçmişte Ankara'nın Sıhhiye semtindeydi Sağlık Bakanlığı.
Şimdi Valilik olan yer.

O dönemde gazetelerin sıkça verdiği promosyonların çar-çur edildiğini tespit ettim.

Özsoy'u bu usulsüzlüğü düzeltmesi için uyarmama rağmen beni geçiştirince, seçim bölgesi olan Afyonkarahisar'da yayın yapan Armoni FM isimli yerel radyoya canlı bağlanıp "Saçı olmayan kel Özsoy, nerede promosyonlar? Adamsan çık karşıma! Beceremiyorsan çek git!" diye küstahça, cahilce konuşma yaptım.
Bu konuşmam yıldırım hızıyla bakana ulaşınca, bir cahillik de Bakan yaptı ve Afyonkarahisar emniyet müdürüne "O radyoyu derhal basın, yayını yapanı da karakola çekin!" talimatı verdi.
(Dönemin bazı gazeteleri manşetten verdi bu olayı. Kupürleri halen saklarım. Lordlar Kamarası kitabımda da bu olayın bir kısmını yazdım.)

Bakan Bey beni Afyonkarahisar'dan yayın yapıyor sanmıştı.
Oysa radyoya makam katının bir alt katından telefonla bağlanmıştım! 
Bu gelişmeleri öğrenince, hırsla makamına çıktım.
Ağzımda sigara, elimde teneke kola, yaka bağır açık. 

Cahiliye döneminin zirvesinde, tam eşkıya gibi Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy'un özel kalem müdürü, İbrahim Ulvi Yavuz'un yanına çıktım.
Olgun adamdı Ulvi Bey.
Beni Afyonkarahisar'da zannettiği için  görünce şaşırdı.
Cahil nobranlığı ile "Bakan Bey beni arıyormuş. Polisleri yormasın. Ben geldim. Açıver kapıyı da görüşelim!" dedim.

Daha sonraları Türkiye yazarlar birliğinin başkanlığını da yapan, tanınmış şair ve romancı İbrahim Ulvi Yavuz, beni sakinleştirmek için "Çay iç, buyur şöyle" diye sürekli başka konular açmaya çalışıyordu.
"Abi, aç şu kapıyı da gireyim!" deyince, Bakan’a bilgi vermek için içeriye girdi.
Bir süre sonra bakan korumaları geldi özel kaleme. Biri yanıma, ikisi karşıma oturdu.
Birbirimizi tanıyorduk.
Baktım bana resmi davranıyorlar, ben de onlara karşı suratımı astım.
Benim için gelmişlerdi! 
Bir hayli vakit geçince, kapıya doğru hamle yaptım, korumalardan birisi önüme geçmeye çalıştı ama kapıyı açmıştım.

Bakan ve özel kalem müdürü ayakta bana karşı yapılacak hamleyi tartışıyorlardı!
Korumalar da içeri girmek isteyince, Bakan, göz işareti ile çıkın dedi.
Hemen arkasından da özel kalem müdürü hızlıca çıktı ve odada Özsoy ile baş başa kaldık.
Özsoy; şakacı, güler yüzlü, iyi bir siyasetçi olduğu gibi aynı zamanda ruh ve sinir hastalıkları uzmanıydı!
Gülerek "Len anamı belledin, yetti gali!" diye oturacağım yeri gösterdi.
(Bugünkü köşe yazımı, rahmetli Bakan Özsoy'un az sonra söyleyeceği, siyasetin ruhunun fotoğrafını çekecek sözüne altlık olsun diye yazdım.) 
Önce kahve ikram etti.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mansur Yavaş'ın Sırrı! 4. CB adayı da belli oldu! Önümüzdeki 2 aya DİKKAT! 03 Mayıs 2024 | 1.921 Okunma İstisnalar kaideyi zorlarsa darbe olabilir! Erdoğan'ın talimatı doğru değil! 16 Nisan 2024 | 5.980 Okunma Erdoğan ya sahaya inecek ya da bu şarkı bitecek! Kim bu asi yeniçeriler? İktidar kiminle çarpışıyor? 08 Nisan 2024 | 5.770 Okunma Bu akşam! Akşener'in somutu ne acaba? Ölümcül yanlış! 3 aya dikkat! 31 Mart 2024 | 2.962 Okunma Londra'daki ev Yavaş'ın damadının üzerine kayıtlı ve fiyatı 330 bin sterlin 25 Mart 2024 | 6.721 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar