Uyarılara dikkat

DARON Acemoğlu'nun uyarılarına hepimiz çok dikkat etmeliyiz, herkesten çok da iktidar dikkat etmeli. Acemoğlu “siyasette de ekonomide de durumun acil olduğunu ve düzeltmek için çok az vakit kaldığını”...


DARON Acemoğlu'nun uyarılarına hepimiz çok dikkat etmeliyiz, herkesten çok da iktidar dikkat etmeli.

Acemoğlu “siyasette de ekonomide de durumun acil olduğunu ve düzeltmek için çok az vakit kaldığını” söylüyor.

Acemoğlu niye önemli?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mart 2011’de Acemoğlu’na OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ni teklif etmişti. Acemoğlu hakkındaki şu sözler Davutoğlu’na aittir:

“Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gelecekte ekonomi teorisine en büyük katkıda bulunabilecek ekonomistleri arasında bulunmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin başarılarıyla gurur duyduğu bir vatandaşıdır.”

ÖZELLİKLE İKİ KONU

Acemoğlu’nun James Robinson’la birlikte yazdığı “Ulusların Düşüşü” adlı kitabı bu sütunda defalarca tanıttım. Özetle tarihte ve günümüzde kurumlar “kapsayıcı” ise dinamizm tabana yayılıyor, o ülke gelişiyor. Siyasi, ideolojik veya dini sebeplerle “dışlayıcı” ise otoriter bir yapı oluşuyor, gelişme sınırlı ve sorunlu oluyor.

Acemoğlu’nun Hürriyet Pazar’daki açıklamalarından özellikle iki konu üzerinde durmak istiyorum: Kurumlar ve üniversite.

REFORM DÖNEMİNDE KURUMLAR

Acemoğlu AB üyelik sürecinde Türkiye’nin “kurumsal” planda kazandıklarını anlatıyor: Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Sermaye Piyasası Kurulu gibi bağımsız denetleme ve düzenleme kurumları, Kamu İhale Kurumu, Gülencilerin sızmasıyla bozulmaya başlayacak olan yargının devletten ayrılması, askeri vesayetin kalkması...

Böylece “enflasyon kontrol edilir hale geldi, bütçe düzeldi. Demokrasimiz hiç olmadığı kadar güçlendi”.

Bütün bunların eseri olarak o yıllarda “Türkiye yüzde 6 büyüdü, bunun yüzde 3’ü verimlilik artışıydı. Yani teknolojiyi iyileştirme, kaliteli büyüme...”

AB süreci işte buna yaradı, iktidar Türkiye’yi bundan yararlandırmayı bildi.

Fakat iktidar güçlendikçe tavrı değişti...

İşte son yıllarda “büyüme yüzde 6 değil, yüzde 3’tür. Verimlilik büyümesi negatif, işsizlik yüzde 11. Büyüme tüketimden geliyor, tüketim de krediyle dönüyor... Çok az vaktimiz kaldı”.

Çözüm yeniden reformist kurumsal politikalara dönmek, demokrasimizin standardını yükseltmek...

ÜNİVERSİTE SORUNU

Acemoğlu “Bir ülkenin beyni akademik sistemdir” diyor. Devlet üniversitelerine göre daha özerk olan “Boğaziçi, Bilkent, ODTÜ, Koç, Sabancı, Bilgi” gibi üniversiteleri örnek veriyor, “Onları da kaybediyoruz” diyerek esef ediyor.

Bu noktada Fareed Zakaria’nın 2008’de yayınlanan “Amerika Sonrası Dünya” kitabından bahsetmek isterim. Başta Çin olmak üzere yeni güçlerin yükselmesiyle Amerika’nın hegemonik tekelinin kırılmakta olduğunu anlatan Zakaria, “fakat” diyor:

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diplomalı işsizler 19 Mayıs 2024 | 646 Okunma ‘İşten artmaz dişten artar’ 17 Mayıs 2024 | 1.018 Okunma Devletin çivisi 15 Mayıs 2024 | 3.411 Okunma Tasarruf paketi 14 Mayıs 2024 | 3.686 Okunma Siyasetin sınırı? 12 Mayıs 2024 | 584 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar