Terör ve İslam
REİNA katliamı DAİŞ’in bu tür eğlence yerlerine, kulüp ve barlara, müzikhollere, turistik tesislere yaptığı saldırılardan biriydi.DAİŞ Şii camileriyle çeşitli evliya türbelerini de...
REİNA katliamı DAİŞ’in bu tür eğlence yerlerine, kulüp ve barlara, müzikhollere, turistik tesislere yaptığı saldırılardan biriydi.
DAİŞ Şii camileriyle çeşitli evliya türbelerini de bombalıyor.
Aklınca çeşitli eğlence merkezlerinde ortaya çıkan hayat tarzlarını, farklı mezhepleri ve evliya inanışlarını “küfür” sayıyor, “cihat” yaptığını sanıyor.
Bu konuları aydınlığa kavuşturmak herkesten önce samimi dindarların görevidir.
DİYANET NE DİYOR?
Diyanet’in “DAİŞ’in Temel Felsefesi ve Dini Referansları” adlı 40 sayfalık raporunu muhakkak okumak lazım.
Bu raporda belirtilen perspektife ve bilgilere sahip olmayan bir kimse, terörden din olarak İslam’ın sorumlu olduğunu sanabilir; İslamofobi böyle gelişmektedir.
Veya madalyonun öbür yüzünde, DAİŞ’in Reina katliamını tasvip etmese bile hayatını kaybedenlerin yaşantısına bakarak “oh olsun” anlamında tweet’ler atabilir. Böyle çok tweet atıldığı için Başbakan Binali Yıldırım, “örgütlerin amacına katkı sağlayacak paylaşımlardan” kaçınılmasını istedi.
Dün de Başbakanlık bildirisinde aynı vurgu yapıldı. Numan Kurtulmuş, DAİŞ’in “hayat tarzları, mezhepler, meşrepler arasında ayrım yapmaya” çalıştığına dikkat çekti.
DİNİ ANLAMAK
Çok doğru çünkü hayat tarzları ve değerler üzerinden kutuplaşmış toplumlarda farklı hayat tarzlarını “özgürlük” değil, “küfür” veya “irtica” diye damgalayıp gerilimi körüklemek şiddet potansiyeli yaratır.
Temel mesele buradadır. Müslümanlar “küfür” ve “cihat” gibi kavramlarda erdemli ve hikmetli bir anlayışa ulaşmadıkça maalesef dünyanın en sorunlu toplumları olmaya devam edecekler.
Diyanet’in raporunda DAİŞ türü terör örgütlerinin din anlayışındaki temel hatanın, ayet ve hadislere “lafzi (sözel) yorum” ve “tarihsel bağlamından kopararak” anlam vermeleri olduğu anlatılıyor.