‘Baştan yanlış’

SURİYE politikası hakkında Numan Kurtulmuş’un şu sözleri fevkalade önemlidir:“Baştan beri Suriye politikasının büyük yanlışlarla dolu olduğuna inananlardanım. Tabii ki Esad rejiminin, zalimlerin...

SURİYE politikası hakkında Numan Kurtulmuş’un şu sözleri fevkalade önemlidir:
“Baştan beri Suriye politikasının büyük yanlışlarla dolu olduğuna inananlardanım. Tabii ki Esad rejiminin, zalimlerin yanında yer alacak değiliz. Şimdi bunları tamir ediyoruz, düzeltiyoruz.”
Yanlış politika diplomatik alanda kalmadı, melun PKK ve DAİŞ terörü tırmandı.
Başbakan Yardımcısı Sayın Kurtulmuş “Türkiye’nin bugün başına gelen birçok şeyin Suriye’deki durum ve Suriye politikasının bir sonucu” olduğunu söylemişti. (18 Ağustos)
Suriye ve terör konularını çok yazdım, bugün konuya başka bir açıdan bakacağım.
ELEŞTİRİLER YAPILMIŞTI
Evet, Türkiye diktatör Esad’ın yanında yer alamazdı ama “değerli yalnızlığa” sürüklenecek kadar dozu kaçırmamak gerekirdi.
Muhalefet Suriye politikasını yüksek sesle eleştirmişti.
İktidar bu eleştiriler karşısında muhalefeti Esadcılık ve mezhepçilikle suçlamak ve meydanlarda yuhalatmak yerine...
Bu eleştirilere kulak vererek kendi içinde ve Dışişleri bünyesinde müzakere etseydi...
Politikanın yanlış olduğunu gören AK Partililer, çıkıp grup toplantısında anlatabilseydi...
En azından hata payı ve terör riskinin boyutları biraz daha düşük olmaz mıydı?
Gelişmiş demokrasiler aptal mı ki fikir ve ifade hürriyetini “üstün norm” kabul ediyorlar?
İFADE HÜRRİYETİ
AİHM’nin yüzlerce kararında aynen şu içtihat vardır:
“Sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü haber ve düşünceler değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden, kırıcı, çarpıcı haber ve düşünceler de serbestçe ifade edilebilmelidir.”
Niye?... Evvela duygular ifade edilmiş, bastırılmamış olur. Ayrıca, ola ki “rahatsız edici, kırıcı, çarpıcı” ifadeler içinde ufak bir doğru, gözetilmesi gereken bir toplumsal sorunun işareti bulunabilir.
Merhum hocam Ali Fuat Başgil’in “En tehlikeli fikir eleştirilemeyen fikirdir” sözünü hiçbir konumda unutmamak gerekir.
Anayasa görüşmelerinde bu çok daha önemlidir.
MHP’DE İKİ VEKİL
MHP’de iki milletvekili, Kadir Koçdemir ve Atila Kaya, parti yöneticileriyle ters düşmeyi göze alarak başkanlık sistemine karşı çıktılar.
Önerilen sistemi iyi incelemişler ve ülkenin geleceğini olumsuz etkileyeceği kanaatine varmışlar. Bu durumda nasıl davranmalıydılar?
Teklif metnini görmeden imzalamak, metni incelemeden parti talimatına uyarak davranmak mı, yoksa inceleyip özgürce bir kanaate vararak davranmak mı daha doğrudur?
İsimlerini ilk defa bu davranışlarıyla medyada gördüğüm Koçdemir ve Kaya dürüst davrandı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diplomalı işsizler 19 Mayıs 2024 | 654 Okunma ‘İşten artmaz dişten artar’ 17 Mayıs 2024 | 1.019 Okunma Devletin çivisi 15 Mayıs 2024 | 3.411 Okunma Tasarruf paketi 14 Mayıs 2024 | 3.686 Okunma Siyasetin sınırı? 12 Mayıs 2024 | 584 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar