Adalet için yürümek
İktidarın tepkisi “Bizim yaptığımız yollarda yürüyorlar, trene binsinler, teröristlerle beraberler” gibi polemik ve suçlamadan öteye gitmiyor, “öz”e değinmiyor.Çok da...
İktidarın tepkisi “Bizim yaptığımız yollarda yürüyorlar, trene binsinler, teröristlerle beraberler” gibi polemik ve suçlamadan öteye gitmiyor, “öz”e değinmiyor.
Çok da şaşırtıcı değil, çünkü bizde hiçbir iktidar hukuk ve adalet konularını başlı başına ciddi sorunlar ve yüksek değerler olarak ele almadı.
Her devirde muhalefetteyken yani güçsüzken ifade edilen hukuk ve adalet özlemleri, iktidara sağlamca yerleştikten sonra hukuku ve adaleti siyasi araç olarak kullanmaya dönüştü.
Elbette gelişmeler oldu ama bugün hâlâ “hukuk devleti” haline gelemediysek bunun asli sebebi “siyaset”i “adalet”ten üstün tutan siyasi kültürümüzün çok köklü olmasıdır.
TARİHİN İÇİNDEN
Değerli tarihçi Şükrü Hanioğlu’nun son yazısı bu konuda tarihimizin tam bir özetiydi: Önceleri “kadı adaleti” yani kadıların çeşitli fetvalardan birini seçerek hüküm vermesi, bu yüzden aynı konularda çok farklı hükümlerin çıkabilmesi...