KURBAN VECİBESİ VE SOSYAL DEVLET KAVRAMI!

Rabbimizin lütfuyla bir kere daha millî kültürümüzün temel banîlerinden, gönlümüzden her daim yankılanan ve millî şahsiyet ve karakterimizle birlikte davranışlarımızdaki aslî kabulleniş ve...

Rabbimizin lütfuyla bir kere daha millî kültürümüzün temel banîlerinden, gönlümüzden her daim yankılanan ve millî şahsiyet ve karakterimizle birlikte davranışlarımızdaki aslî kabulleniş ve hareket tarzının ana ilke ve formülünün nağme ve ritimlerini, kendine özgü tarzıyla belirleyen Büyük İtrî’nin bestelediği TEKBİR, kendine özgü nağme ve sedalarıyla birlikte bütün dünya ve zarrat-ı alem ile bir kere  daha hemhal olacak ve kulağına değdiği her gönlün huzura kavuşmasına  bir kere daha vesile olacaktır.

ALLAH’U-EKBER- ALLAH’U-EKBER nakaratlarıyla devam eden, beşeriyetin o nihaî kurtuluş formülü ve gönülleri huzura erdiren o kutsal nağmeler, 07 Temmuz Perşembe’ye; yani bugüne tekabül eden AREFE gününün sabahıyla birlikte, bülbüllerin eşliğinde yine yankılanacak bütün dünyanın ufuklarında…

O TEKBİR sedaları, sanki bir gün önceden her birimizin gönlünü nağmeleriyle besleyip, bayram sabahına hazırlar bizi adeta. Bayram sabahı yoğunlaşan Tekbirler, gök kubbeyi yeryüzüne indiren Büyük Sinan’ın dört duvar üzerine oturttuğu miğfer misali o kutsal kubbelerin altında etkinliğini zirvesine taşır…

Dinlediğimiz Bayram sabahı HUTBE’si ile birlikte zaman tünelinden MAZİYE doğru düşeriz yollara…Şahit oluruz Tevhid kahramanı Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’in teslimiyetine… Yine şahit oluruz bırakıldığı yerde Hacer anamızın, evladının susuzluğunu gidermek için iki tepecik arasında koşuşturup duran, çaresiz bir ananın heyecanına… Yine şahit oluruz o çaresiz ananın topuklarının darbesiyle aralanan zeminden Rabbimin fışkırttığı, adı ZEMZEM olan kuyudan çaresize hayat sunan suya…

Kısacası, minberden dinlediklerimizle birlikte, taa Hz. İbrahim’den bu yana TEVHİD mücadelesinin bütün duraklarına uğrar, VEDA HACCI’nda insanlık tarihinin ilk Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi olan Veda Hutbesi’ni dinler, Tebuk’a, Mercidakıa, Niğbolu’ya, İstanbul’un Fethine, Kosova’ya şahit olduktan sonra, en son 24 Temmuz 2020’de Ayasofya’da yeniden sedalanan ezanları birlikte dinler, kısacası tarihimizle bütünleşir, huzur ve mutluluğun kemaline ereriz. O  kubbenin altındaki öncünün rehberliğinde sağımıza solumuza verdiğimiz selamla birlikte HUZURDAN ayrılıp toplu yalvarışın sona ermesiyle birlikte birbirimizi kucaklar, duyduğumuz huzur ve hazzı hep birlikte paylaşırız.

O kadar ki, elde ettiğimiz huzur ve mutluluğu, sağımıza-solumuza selam verdiğimizde gözümüze değmeyen büyüklerimizle de paylaşmak ister ve onların istirahata çekildiği sessiz şehirlere doğru yol alırız. Buruklaşan gönlümüzle onlara sunmuş olduğumuz Fatihalar’dan müteşekkil demetlerle teskin oluruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Altılı Masanın görünmeyen ortakları! 11 Ocak 2023 | 93 Okunma 2022'de iz bırakan icraatlar! 04 Ocak 2023 | 47 Okunma 'Ahde vefa' kavramı ve Batı! 28 Aralık 2022 | 62 Okunma Açıklamış olmak için açıklanan vizyon! 07 Aralık 2022 | 34 Okunma Milletimizin başı sağolsun 16 Kasım 2022 | 72 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar