Eskitilmemesi gereken bir eser: İhyâ

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ömer Lekesiz'in bugünkü (12.11.2022)''Eskitilmemesi gereken bir eser: İhyâ'' başlıklı yazısı.

İhyâ’u ‘ulûmi’d-dîn, adına dört yüzü aşkın kitap nispet edilen, buna göre ömrünün her bir gününe dört cüz, yaklaşık kırk sayfa yazı düşen Hüccetü’l-İslâm Ebû Hâmid Muhammed el-Gazzâlî’nin en meşhur eseridir.

İhyâ’nın Türkiye’de her yıl yüz bin takım satıldığına dair duyumlara itibar edecek olursak, onun en mütevazı kütüphanelerde bile baş eser olarak yer aldığına hükmetmemiz gerekir. Satıldığı oranda okunduğunu da söylemek isterdik, ama her şeyden önce günümüzdeki ahlaki zafiyetin hızı bunu söylememize engel oluyor.

Yine de bu bağlamda okunurluk, etki ya da etkisizlik tartışmasını paranteze alıp, İhyâ’nın tercümesinden kaynaklanan, dolayısıyla günümüzdeki okurların ona olan ilgisini zayıflatan problemler ile bunları aşan değerli gayretlerden söz edebiliriz.

Ses duyan, söz anlayan için vardır. Diğer bir söyleyişle sağır kulaktan sese, anlamayandan ya da anlamak istemeyenden söze dair haber / bilgi sorulmaz. Bunun için önce önemli bir esere sahiden ilgi duyabileceklerin dikkatlerini tarik etmek en garantili yol olsa gerektir ki eser sahibin hayatına ve eserinin mahiyetine dair bilgiler bu gerekliliğe baştan dahildir.

İmam Gazzâli’nin İhyâ’sını konu edindiğimize göre, onun ilmî hayatı ve bu eseri hakkında bilgi iletmemiz gerekir. Fakat bu öyle bereketli bir husustur ki, Hazret’in vefat ettiği 505/1111 yılından bugüne kadar hayatı hakkında yazılan kitapların, İhyâ’sı hakkında yapılan çalışmaların sadece listesini bile burada vermek mümkün değildir.

Bu sebeple okurlarımızı hemen elimizin altında olmaları bakımından şu iki kıymetli çalışmaya yönlendirmekle yetinmek duruundayız:

Mehmet Ali Aynî, İslam Düşüncesinin Zirvesi Gazâli; Suâd el-Hakîm, Yirmi Birinci Yüzyılda İhyâü Ulûm’d-Dîn (Trc.: Yonis İnanç).

İhyâ’nın okunmasını sağlamanın ikinci, bize göre de en aslî yolu, onun dil yani tercüme yönünden kendi zamanımızdaki avam ve havasın kolayca algılamalarına ve anlamalarına sürekli açık tutmaktır.

İhyâ’nın bizim günümüzdeki iki tam çevirisi Ahmet Serdaroğlu (1963 ve 1974) ile Ali Arslan tarafından (1977) yapılmış; Yusuf Sıdkî el-Mardinî’nin meşhur tercüme ve şerhinin bugünkü alfabeye aktarımı ise Mustafa Koç ile Eyyüp Tanrıverdi tarafından gerçekleştirilmiştir (TYEK Başkanlığı Yayınları, 1. cilt 2015; 8. Cilt: 2018; 11 ciltte tamamlanacaktır).

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siyonazilerin vasıfları 23 Nisan 2024 | 93 Okunma Altın Buzağı’dan Kızıl Düveye 20 Nisan 2024 | 261 Okunma Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi 18 Nisan 2024 | 966 Okunma Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek 16 Nisan 2024 | 347 Okunma Düve miti Siyonazilerin çirkin emellerini perdeler mi? 13 Nisan 2024 | 129 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar