Turhal şeker fabrikası kapatılmasın

Şeker fabrikası denildiğinde toplumun farklı kesimlerinden farklı çağrışımlar, açılımlar alabiliriz. Sosyal, ekonomik ya da siyasi birçok yorum yapılabilir bu konuda. Tam da bu günlerde olduğu gibi. 14...

Şeker fabrikası denildiğinde toplumun farklı kesimlerinden farklı çağrışımlar, açılımlar alabiliriz. Sosyal, ekonomik ya da siyasi birçok yorum yapılabilir bu konuda. Tam da bu günlerde olduğu gibi. 14 şeker fabrikasının satılması gündeme gelince özellikle fabrikalarının satılması gündemde olan şehirlerde bir hareketlilik başladı. Olması gereken de bu.

Benim için şeker fabrikası demek çocukluk yıllarım demek. Çocukluğum, ilk gençlik yıllarım şeker fabrikasının gölgesinde geçti. Babam Adapazarı Şeker Fabrikası’nda çalışıyordu. Mahallemizin adı Şeker Mahallesi’ydi. Şeker Camii, Şeker İlkokulu derken dört bir yanımız şeker gibiydi. Sadece oturduğumuz yerin değil şehrin de gözbebeği bir fabrikasıydı burası. Hem de Adapazarı’nın her tarafı fabrikalarla dolu olduğu halde.

Evimizin önünde şeker pancarı yüklü traktörler, fabrikanın dumanı, bütün mahalleye yayılan küspe kokusu da olsa kimse şikâyet etmezdi bu durumdan. Çünkü şeker fabrikası demek bereket demekti, çiftçinin emeğinin karşılığını bulmasıydı, tarlaların bereketle dolup taşmasıydı.

“Kampanya başladı.” dendiği zaman bir hareketlilik olurdu fabrikada. İşçilerin mesai saatleri artar, fabrikanın dumanı daha bir şevkle yükselirdi gökyüzüne. Babam emekli olana kadar Adapazarı Şeker Fabrikası bizim için bir ekmek kapısı olmasının yanında bir yaşam biçimiydi de.

Şimdi Turhal Şeker Fabrikası’nın da satışı gündemde. Şehrin tek fabrikası bu. Tarlalarından pancarın bereket olup fışkırdığı bir şehir olan Tokat’ın tek fabrikası. Daha önce acı bir tecrübe yaşadı Tokat. Önce özelleştirilen daha sonra da kapanan Tokat Sigara Fabrikası şehrin hâlâ içini acıtmakta. Fabrikanın önünden geçerken fabrika alanını molozlarla, hurda yığınlarıyla görüp de derin bir üzüntü duymayan kimse yoktur herhalde.

Fabrikaların kâr-zarar tablosunda kâr eden kurumlar safında yer alan Turhal Şeker Fabrikası’nı satmak demek Artova’dan Pazar’a, Turhal’dan Yeşilyurt’a bütün ilçelerin uçsuz bucaksız arazisini de ömür boyu sürecek bir nadasa bırakmaktan başka bir şey değildir. Hele hele arazi yapısı olarak sadece pancar ekilen tarlalara sahip çiftçileri de geçim sıkıntının insanı boğan cenderesine terk etmek demektir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dolar bahane, zamlar şahane 03 Eylül 2018 | 8.801 Okunma Kurbandan Şeriat Çıkar mı? 27 Ağustos 2018 | 146 Okunma Asıl şimdi gol 20 Ağustos 2018 | 244 Okunma Küfretmenin dayanılmaz hafifliği 13 Ağustos 2018 | 310 Okunma Papazı kim buldu? 06 Ağustos 2018 | 6.416 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar