Komplo ve gerçek

Daha başkanlık yolunda ilk adımı attığı günden itibaren büyük bir sansasyon nesnesi haline gelen Trump’ın koltuktaki günleri de başladığı gibi geçiyor. Sokaklarda, medyada, bürokraside...

Daha başkanlık yolunda ilk adımı attığı günden itibaren büyük bir sansasyon nesnesi haline gelen Trump’ın koltuktaki günleri de başladığı gibi geçiyor. Sokaklarda, medyada, bürokraside, hasılı her alanda yeni Başkan’a karşı reaksiyon bitmek tükenmek bilmiyor. Ayrımcı, yasakçı, ötekileştirici, maço ve özgür düşünce düşmanı bir figürün ülkesiyle mücadelesini izliyoruz.

Olay ABD’de geçtiği için konu aynı zamanda dünyanın da meselesi oluyor.

Sadece düşmanları yok; sevenleri de var ve bu öykü bittiğinde, yani Trump’ın görev süresi tamamlandığında onlar, eşsiz benzersiz bir komplo teorisi için şimdiden not tutmaya başlamış durumdalar. O gün geldiğinde sistemin Trump’ı sevmediğini ve onu iş yapamaz hale getirmek için her şeyi yaptığını anlatan kitaplar, makaleler, filmler okuruz izleriz. Kimse de ABD sistemi içinde bazı muktedir güçlerin niyeti Trump’ı engellemek olsaydı daha önceden, yani başkanlık yolunun ilk adımlarında işleri daha kolayken bunu neden yapmadıklarını sormaz. Ortada komplo olsaydı Beyaz Saray’a ulaşamadan renkli bir seçim figürü olarak da kalabilirdi. Öyle olmadı çünkü ‘derin devlet’ler, ‘karanlık odak’lar çoğu kez güçlerden bir güçtür ve sadece oyununun bir parçasıdır. Dişlerini geçirdiklerini yenerler ve bazıları buna komplo teorisi der. Güçleri yetmeyeni de şimdi olduğu gibi elleri kolları bağlı, çaresiz seyretmek zorunda kalırlar.

Ancak sistemin onu sevmediği, sadece Washington’ın beyaz yakalılarının değil, dünyadaki hemen hemen bütün sistemlerin Trump’tan nefret ettiği doğrudur. Seçilme ihtimali bir kabus senaryosuydu, seçilmesi kabusun iktidarı oldu. Kabus çünkü insanlık tecrübesinin temsil ettiği her şeye karşı bir siyasi figürü kimsenin bağrına basmasını bekleyemezsiniz. O insanlık tecrübesi de pek işe yarayan ve sorunları çözen, dezavantajlı kitleleri rahatlatan bir model sunmamakla beraber fırsat eşitliğine kapı aralıyor, mesala hiç olmazsa Müslümanların, Meksikalıların, Çinlilerin dünyada serbestçe dolaşımına imkan tanıyordu. Yoksa Trump da dünyanın sorunlarının çözüldüğü, barışçı bir düzene kafa tutmuyor. Bilakis eski düzenin sınırlı toleransından bile memnun olmayan, kapıları kapatıp kendi kendine yaşamayı hayal eden şovenizmin bayrağını dalgalandırıyor.

Bir başka gerçek de şu ki; kapıları kapatıp, vizeleri iptal ederseniz ve bencilce bir düzen için ırkçılığa yol açarsanız bir demokraside bunu sürdürmeniz mümkün olamaz. Böyle bir dünya yok artık ve hiçbir mesele hiçbir ülkenin iç meselesi değildir. ABD için bile…

ABD ile yeni dönem

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni anayasa bir vizyon ister ama ortada bundan eser yok 25 Nisan 2024 | 200 Okunma Seçmen Erdoğan’a ‘dost mesajı’ mı verdi, dönüşsüz bir yola mı çıktı? 22 Nisan 2024 | 3.347 Okunma Kırılgan dünyanın sorumsuz liderleri 15 Nisan 2024 | 291 Okunma Erdoğan, seçmenin ne demek istediğini tabii ki anladı... 11 Nisan 2024 | 830 Okunma Erdoğan’ın kendisiyle yapacağı toplantıdan ne sonuç çıkacak! 08 Nisan 2024 | 976 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar