“Ya hayırlı konuş ya da sus”
Yerine göre konuşmanın mı susmanın mı doğru olduğunun ölçüsünü Hz. Peygamber “Ya hayırlı konuş ya da sus” buyurarak özetle vermiştir. Buna göre hayırsız konuşacaksak veya...
Yerine göre konuşmanın mı susmanın mı doğru olduğunun ölçüsünü Hz. Peygamber “Ya hayırlı konuş ya da sus” buyurarak özetle vermiştir. Buna göre hayırsız konuşacaksak veya hayırlı konuşsak bile konuşmamız masum insanlar için kötü sonuçlar doğuracaksa susmasını bilmeliyiz.
En az 2500 yıl öncesinden beri insan –İslam düşüncesindeki deyimiyle– “el-hayvânu’n-nâtık” (düşünen/konuşan canlı) diye tanımlanır. ‘Nâtık’ hem “konuşan” hem de “düşünen” anlamına gelir. Nitekim kültürümüzde ‘akıl’ için “kuvve-i nâtıka” (düşünme gücü, yetisi) denilmiştir (mesela bk. Fârâbî, el-Medînetü’l-Fâdıla, Beyrut 1995, s. 82, 85). Üstelik insan yeryüzünde düşünen, konuşan tek canlıdır. Bu sebeple, –elbette konuşmalar, yazılar eleştirilebilirse de– bir insana ‘düşündü, konuştu, yazdı’ diye saldırmakla, ‘insan oldu’ diye saldırmak arasında fark yoktur.
Kuşkusuz bu üzücüdür; fakat saldırıya maruz kalandan çok, bizzat saldırıda bulunanlar için üzülmeliyiz. Çünkü eskilerin dediği gibi “üslûb-i beyân, aynıyla insân”dır. Dolayısıyla hakaret, hakarete...