İyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma ilkesi
İslâm toplumlarında ahlâkî sorumluluk şuurunun meydana gelmesini sağlamayı amaçlayan Kur’ân-ı Kerîm’in iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma (emr...
İslâm toplumlarında ahlâkî sorumluluk şuurunun meydana gelmesini sağlamayı amaçlayan Kur’ân-ı Kerîm’in iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma (emr bi’l-ma‘rûf, nehy ani’l-münker) ilkesi İslâm’ın temel dinamiğidir. Aslında teorik olarak en mütevazı sivil toplum örgütünden Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlere kadar birçok ulusal ve uluslararası oluşumlar da sonuçta Kur’an’ın bu evrensel ilkesini gerçekleştirmek maksadıyla oluşturulmuş iyilik, barış ve güvenlik amaçlı çağdaş yapılardır.
Birçok şey gibi kötülüklerin de küreselleştiği bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma ilkesinin yahut Kur’an kavramıyla ma‘rûf (iyilik) düzeninin çökmesi, münker (kötülük) araçlarının alabildiğine geliştiği zamanımızda ahlâkî değerlerin zayıflamasına yol açmakta; bu da –İsrail soykırımında olduğu gibi- vahşete kadar varan kötülükler üretmektedir.
Gazzâlî, “dinde kutb-i a‘zam” (en büyük eksen/ilke) diye nitelendirdiği iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma ilkesinin gerçekleşmesi için Allah’ın peygamberler gönderdiğini belirtmiş; bu ilkenin...