İslam birliği şart

Ne kadar acı… Artık düşman göstere göstere operasyonlar yapıyor. İçimizden de istediği kadar hain ve örgütler üreterek, gizli aşikâr her tür savaşı meşru görüyor. Bölüyor...

Ne kadar acı… Artık düşman göstere göstere operasyonlar yapıyor. İçimizden de istediği kadar hain ve örgütler üreterek, gizli aşikâr her tür savaşı meşru görüyor. Bölüyor, parçalıyor, güçlerimizi dağıtıyor, bizi birbirimize düşürüyor. Gücümüz dağılınca da daha şiddetli ölüm, daha çok kan ve gözyaşı… Ne bayramlarımız bayram, ne ramazanlarımız ramazan… Gündüzlerimiz gecelerden daha zifir zulüm karanlığına boğuluyor. Neden?

Bir asra yakındır, İslam ümmeti çobansız sürü! Misali darmadağın haldedir. Kimin eli kimin cebinde belirsiz… Kim nerelere, neden, nasıl savruldu? Kim savurdu, kim İslam diyarını paramparça parçaladı, kim yeraltı yer üstü zenginliklerini talan ediyor. Kim canlarına, kanlarına, mukaddes değerlerine kastediyor? Aslında artık ayan beyan biliniyor ama parçalayanlar, parçaların bir araya gelmesini engellemek, hatta yeni parçalara bölmek için hummalı bir çalışma içerisindeler…

                Bölüp parçalamakla, sömürü ve talanlarla yetinmediler, İslam coğrafyasını ölüm tarlalarına dönüştürdüler. Hem de büyük oranda İslam ümmetinin kendi evlatlarını kullanarak… Elbette ihanet ve hıyanette en büyük pay; Şia, harici güruh ve daha çok ta saltanatlarını ümmetin tamamından daha önde tutan, “emirler” ve “sultanlar”ındır.

                Ancak şunun altını kalın çizgilerle çizerek tekrar tekrar beyan etmeliyiz ki, İslam ümmetinin bu karanlık tablosunun sebebi; kendisinin zayıf ve güçsüzlüğü ve düşmanının güçlü olmasından değil… Asıl sebep İslam ümmetinin gücünün dağınık olmasındandır. Tabi beraberinde şunu da tekrar edelim.

Kim ümmetin bu dağınıklığına sebep olup katkı sunarsa; bilmeden yapıyorsa büyük bir haram üzeredir, ama bilerek yapıyorsa haindir, kalleştir. Hakeza kim ümmetin birliği, beraberliği, bütünleşmesi, güç birliği için çalışmazsa aynı konumdadır. Eğer bu ihmalkârlığı sadece cehaleti ve tembelliği içinse günahkârdır. Ama bile bile çalışmıyorsa vebali ihanet derecesinde büyük olabilir. Daha ne kadar kanlar akmalı… Daha ne kadar milyon canlar heder olacak… Daha kaç asır işgaller, sömürüler, talanlar devam edecek…

Bir asırdan fazladır İslam ümmetine tüm bu cürümleri reva gören batılılar, Siyonistler, evangelistler, neo conlar, masonlar, kısaca bil cümle kâfirler, tarih boyu yaptıkları kahpelikleri, son bir asırda binlerce kat katlayarak devam ettiriyorlar. Silahlar, teknoloji vs. araç gereçlerin güçlenmesi oranında zulüm de artıyor. Çünkü kâfirler, gücü zorbalık ve insanlık dışı muameleler için kullanmayı iftiharla yapıyorlar. Hâlbuki güç ümmetin elindeyken, gücü huzur, güven ve adalet için kullanıyordu. Kaldı ki sadece kendi tebaası değil tüm dünya insanlığı için…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Batı virüsü bulaşan iflah olmaz 03 Eylül 2018 | 5.866 Okunma Oyununuzu Gördük Meydan Okuyoruz 27 Ağustos 2018 | 257 Okunma Bayramlarımız Gelecek Ama… 24 Ağustos 2018 | 3.423 Okunma Paylaşalım, barışalım, kaynaşalım 21 Ağustos 2018 | 2.322 Okunma Zalimler! Kaybedeceksiniz bekleyin… 17 Ağustos 2018 | 2.426 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar