Toplumla duygudaşlık oluşturmadan kazanmak hayal
Türkiye gibi ideolojik ve kimliksel aidiyetlerin keskin olduğu ülkelerde siyaset yapmak bir bakıma ince işçilik yapmayı gerektiren zor bir faaliyet.İktidar hedefi olan siyasi partilerin başarıyı yakalayabilmeleri için sadece ekonomik...
Türkiye gibi ideolojik ve kimliksel aidiyetlerin keskin olduğu ülkelerde siyaset yapmak bir bakıma ince işçilik yapmayı gerektiren zor bir faaliyet.
İktidar hedefi olan siyasi partilerin başarıyı yakalayabilmeleri için sadece ekonomik taleplere cevap verebilmeleri yeterli değildir. Toplumun farklı kesimlerini ötekileştirmeden onlarla sahici bir empati kurmayı da başarmanız hayati bir öneme sahiptir.
14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarını bu açıdan okuduğumuzda kaybedenlerin neleri eksik yaptıkları için kaybettiklerini, kazananlarınsa nasıl bir hikayenin sonucunda başarıyı yakaladıklarını görmek mümkün.
Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki kazanmayı ve de kaybetmeyi iyi analiz edebilmek için öncelikle toplumun tercihlerinin nasıl oluştuğunun doğru okunması gerekiyor. Zira biliyoruz ki köşeleri keskin toplumlarda insanların siyasal tercihleri genellikle ideolojik bir körlükle değerlendirilir. Doğal olarak bu körlüğün iki ucu bulunmaktadır. İktidarda olanlar kendilerini hatadan münezzeh kabul ederken, muhalefette yer alanlar ise ‘müzmin muhalif’ olmanın lüksünü yaşarlar.
Maalesef bizim toplumumuzda ideolojik aidiyetler ve yüzyıllardır...