Sessiz devrimin en kritik ve son kavşağında...

Değişim genel bir kural olarak dezavantajlı kesimlerin organize olmasıyla, ya keskin devrimlerle ani, ya da evrimsel süreçlerde tedrici biçimlere sahip olmakta. Bunun için üç önemli aktörün, dördüncü unsur...

Değişim genel bir kural olarak dezavantajlı kesimlerin organize olmasıyla, ya keskin devrimlerle ani, ya da evrimsel süreçlerde tedrici biçimlere sahip olmakta. Bunun için üç önemli aktörün, dördüncü unsur konjonktür ile biraraya gelmesi gerekiyor: Elitler, yani müesses nizamın sosyolojisi karşısında dezavantajlı kesimlerde yaşanacak orta sınıflaşma (burjuvazi), bu kaynaktan çıkacak politik güç ve yine aynı kaynaktan zuhur edecek liderlik...

Keskin devrimler 17. yüzyıldan itibaren kendisini göstermiş, Bolşevik Devrimi ile de zirvesine ulaşmıştır. Ulus devlet paradigmasına göbeğinden bağlı bu hareketler, monark ve meşruti yönetimlere karşı halkı öncelediklerini iddia etmişler, yoğun, huzursuz ve öfkeli kitleleri mobilize etmeyi başarmışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti kurucuları, tabii başta Mustafa Kemal olmak üzere, 1789 Fransız Devrimi'nden çok etkilenmiş, hatta 1789 sanki dün olmuşçasına bir psikoloji içinde hareket etmişlerdir. Fransız ihtilalcilerin kralcılara, aristokrasiye ve kiliseye karşı tavırlarının çok benzerini, sultan, eşraf ve ulemaya karşı sergiledikleri görülür. Ancak bu tavır, milli mücadele seferberliği içinde halkça geç fark edilmiş ve daha kolay uygulanabilmiştir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Keşke o kadar basit ve kolay olsa… 26 Eylül 2020 | 261 Okunma Model çok net… 24 Eylül 2020 | 372 Okunma Basit bir tartışma değil… 19 Eylül 2020 | 279 Okunma Beceremedin Macron… 17 Eylül 2020 | 492 Okunma Bana dostunu söyle... 12 Eylül 2020 | 1.994 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar