Gönlüne koyduğu sınırlar, insanın üzerine çöker

Kadavra medeniyetini yıkıp nur medeniyetini yapmak kolay değil. İçimizde ve dışımızda her geçen gün yükseliyor duvarlar. Betonarme yapılar, çelik konstrüksiyonlar vs.. Buldozer getirtmek gerekir, dinamitle patlatmak...

Kadavra medeniyetini yıkıp nur medeniyetini yapmak kolay değil. İçimizde ve dışımızda her geçen gün yükseliyor duvarlar. Betonarme yapılar, çelik konstrüksiyonlar vs.. Buldozer getirtmek gerekir, dinamitle patlatmak belki de. Bir yandan yıkılırken, bir yandan yapılmalı insan. Tıpkı medeniyetler gibi.

Avrupa Birliği mesela. Hudutları örtülü, kenarları dikenli telle çevrili bir duvar. Türkiye'ye sığınan savaş mağdurları iki milyonu geçmiş olduğu halde Avrupa ülkeleri birkaç binle sınırlamaya çalışıyorlar ölümü göze alarak sınırlarına dek gelebilen mültecileri.
Sanki onlar yuvalarını topraklarını terk etmeye çok meraklıymış gibi... Ve sanki ülkelerinde sonlandırılmayan, durmadan ateşi harlanan savaşın sorumluları arasında yine bu ölümü göze alarak sığındıkları sömürgeci aktörler yokmuş gibi.

Evet böyle salt kendi çıkarlarını gözeterek koyduğun medeniyetin hudutları, insanlığın evrensel / ilahi niteliklerine çelme takıyor durmadan. Yıkamadığın her duvarın, her nefs putun, sahiline vuran insan cesetleri olarak çıkıyor karşına. İnsanlığın karasularını kuşatamayan bir birlik imgesini küresel denizlerde batırılan botlarla oluşturamıyorsunuz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu mecradaki son yazı 22 Haziran 2019 | 301 Okunma İstanbul’dan Elmalı’ya beldeleri merkez yapan nefes! 18 Haziran 2019 | 138 Okunma Öğrenmenin önündeki en büyük engel: Benlik kibri 15 Haziran 2019 | 256 Okunma Siyaset meydanı da ‘akleden kalb’e dahil 11 Haziran 2019 | 62 Okunma Birlikte geçilen kapılar, tek başına girilemeyen odalar 08 Haziran 2019 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar