Laylon faşistler!

Aslında bu konuda yazmayacaktım. Bezdim çünkü bu konuda yazmaktan. Ama bezdiğim başka bir şey varsa o da faşizmin ve yabancı karşıtlığının yükselişidir. O yüzden “yine de bir gayret etmek...

Aslında bu konuda yazmayacaktım. Bezdim çünkü bu konuda yazmaktan. Ama bezdiğim başka bir şey varsa o da faşizmin ve yabancı karşıtlığının yükselişidir. O yüzden “yine de bir gayret etmek gerekir” diyerek kalem oynatmayı deneyeceğim.

Önce hatırlayalım: Yılbaşı akşamı Taksim Meydanı’nda bir grup Suriyeli mülteci ve bir miktar Arap turist bayrak açıp halay çektiler. Benim açımdan ilginç bir görüntüydü bu. Ülkemizde yerleşik hale gelmiş Suriyelilerin ve Taksim’i merkez üs haline getirmiş Arap turistlerin “yılbaşı” denilen olayı halayla kutlamalarını “ilginç” bulmayayım da ne yapayım? Sosyoloji ilmini, sosyologları ve ülke sosyolojisini düşünmeyi itiyat haline getirenleri bir miktar ilgilendiren bir ilginçlik hem de.

Fakat mesele burada kalmadı değil mi? Faşistliğini ve yabancı düşmanlığını Kemalizm, milliyetçilik, solculuk, yerlicilik, millicilik, İslâmcılık ya da liberalizm elbisesinin hemen altına giyinmiş bir takım kimseler bu görüntü üzerinden tabiri caizse “yükselsin faşizmin bayrağı” diyerek salındılar meydan yerinde.

Temelde iki tezleri vardı bu grubun. İlk tezleri “efendim, bizim Mehmetçiğimiz Suriye’de can verirken bu Suriyeli mültecilerin burada böyle eğlenmesi kanımıza dokunuyor” idi.

Her bakımdan saçma bu tezin saçmalığını kalemimizin döndüğü kadar izah etmeye çalışalım. Öncelikle, Taksim Meydanı’nda açılan bayrağın Özgür Suriye Ordusu’nun kullandığı Suriye bayrağı olduğunu tespitle başlayalım işe. Ardından da Suriye’de Özgür Suriye Ordusu bileşenlerinin Mehmetçiğimizle bazen sırt sırta, bazen omuz omuza, bazen de Mehmetçiğimizin önünde savaştığını hatırlatalım.

Diğer yandan, “x’ler savaşırken y’ler burada eğleniyor” kalıbı bir başka bakımdan da saçma. Allah göstermesin elbette, misal Türkiye’ye bir şey olduğunda, ülkemiz bir savaş durumuna geçtiğinde ben ülkem için savaşmayı seçerim. Ancak aramızda ülkemiz için savaşmayı seçmek yerine market kuyruğuna dizileceklerin, ATM sırasına gireceklerin, evlerinin ışıklarını sıkı sıkıya kapatacakların olduğunu da bilirim. Çok da uzağa gitmeme lüzum yok bu gerçeğin böyle olduğunu anlamam için. 15 Temmuz gecesi gayet yeterli bir “delil galerisi” serdi önüme.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 434 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar