Tarikatlar zaten kapalı

Her zaman olduğu gibi tezlerin ve antitezlerin ifratla tefrit arasında gidip geldiği tenis maçı benzeri bir tartışmanın seyircisiyiz. Bir yanda “tarikatlar ve cemaatler kapatılsın” etiketleriyle kampanya yapanlar, öbür...

Her zaman olduğu gibi tezlerin ve antitezlerin ifratla tefrit arasında gidip geldiği tenis maçı benzeri bir tartışmanın seyircisiyiz. Bir yanda “tarikatlar ve cemaatler kapatılsın” etiketleriyle kampanya yapanlar, öbür yanda ise ne olursa olsun kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla dini cemaatlerin hiçbir hatasını görmeye yanaşmayanlar. Tarikat ve cemaatlerin kapatılması talebinin somut bir karşılığı yok, çünkü zaten resmi olarak var olmayan yapılar bunlar. Buna rağmen fiilen varlıklarını sürdürebilmeleri de gösteriyor ki resmi tescilden bağımsız olarak var olabilen toplumsal kurumlardan söz ediyoruz. Yani kapattım demekle kapatılmıyorlar. Devletin baskısı bunları zayıflatmıyor, aksine güçlendiriyor. Dolayısıyla laiklik hassasiyeti olan kesimlerin temsilcileri tribünlere şov yapmak için böyle gösterişli ama faydasız çağrılar yapmak yerine toplumsal bir realite olan bu tür yapıların devletle ve siyasetle ilişkisine dair kuralların belirlenmesini talep etseler daha doğru bir iş yapmış olurlar. Muhafazakâr-mütedeyyin kesimdeki “yedirmeyiz” tutumu da rasyonel değil, çünkü son tahlilde işe yarar değil. Tarikat ve cemaatlere kendi alanlarındaki faaliyetleri serbestçe sürdürebilme imkânı sağlamak liberalizmin “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” anlayışıyla olmaz. Kurallar olmalı, sınırlar bilinmeli.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rus devlet aklı orada, Türk devlet aklı nerede? 25 Nisan 2024 | 556 Okunma Gözümüzün önünde yapmayın şu anayasayı 20 Nisan 2024 | 235 Okunma CHP’ye verilmiş oy ‘CHP oyu’ mu 18 Nisan 2024 | 771 Okunma ‘İsrail ticareti’ turnusol kâğıdı 13 Nisan 2024 | 400 Okunma Mağdur olan yine iktidar! 11 Nisan 2024 | 359 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar