Suriye’de kim neden kazandı?

Suriye’de oluşan bugünkü yapının Türkiye’nin çıkarlarına, en azından Türkiye’nin burada izlediği politikaların temsil ettiği beklentilere çok uygun olmadığı ortada. ...

Suriye’de oluşan bugünkü yapının Türkiye’nin çıkarlarına, en azından Türkiye’nin burada izlediği politikaların temsil ettiği beklentilere çok uygun olmadığı ortada. Açıkçası, onbinlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yerinden yurdundan olduğu kanlı bir iç savaşın ardından Esad rejiminin dimdik ayakta kalmış olması bir yana, sınırımızın güneyinde yeni bir Kürt antitesinin ortaya çıkması Türk dış politikasının zaferi değil. Peki kimin zaferi? Herhalde öncelikle İran’ın, sonra Rusya ve ABD’nin. Washington aslında iç savaşın başlangıcından itibaren İran-Rusya bloğunun karşısında ve görünüşte Suudi Arabistan, Katar, Türkiye bloğunun yanındaydı. Ama bu ikinci blok hem rejimin tasfiyesi yolunda bir türlü mesafe alamadığı hem de bileşenleri “ganimet paylaşımında anlaşamayarak” kısa süre içinde birbirlerine düştükleri için ABD burada kendi ajandasını devreye soktu ve aslında “Rusya doğumlu” bir hareket olan PYD’yi kullanarak son dönemde kendisi için burada bir zemin oluşturmaya yöneldi. *** Gözden kaçırılmaması gerekir ki bu sürecin tabiri caizse katalizörü IŞİD oldu. Uluslararası irtibatlarını hâlâ çok fazla bilemediğimiz bu örgütün Suriye topraklarındaki varlığı Türkiye dışındaki hemen her aktör için hareket serbestliği sağladı. En başta PYD’nin en büyük meşruiyet kaynağı olan IŞİD aynı zamanda ABD’nin buradaki askeri varlığına da kapı açan gerekçeydi. Ama bu sonuca bakarak söz konusu karanlık örgütün küresel güçlerin kontrolünde olduğunu düşünmek gerekmiyor. Gerek IŞİD’in gerekse sonradan Nusra adıyla kodlanan El Kaide’nin en başından bu yana bazı bölge güçlerinin istihbarat servisleriyle ilişkileri “herkesin bildiği sır” durumunda.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İktidar ortakları ‘çözüm’de mi anlaşamıyor 04 Aralık 2025 | 193 Okunma Papa şimdi niye geldi 29 Kasım 2025 | 393 Okunma Koyunun halinden kasap anlar! 27 Kasım 2025 | 168 Okunma Öcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25 Kasım 2025 | 245 Okunma Zamanın ‘uzun’ ve ‘kısa’ tarihi 22 Kasım 2025 | 89 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar