cemiyetler ve ‘aydınlanmış azınlık’lar

Tarih, filoloji ve antropoloji sahasındaki muhtelif araştırmalardan anladığımız kadarıyla geçmiş asırlardaki “kardeşlik cemiyetleri” şeklindeki örgütlenmeler neredeyse bütün coğrafyalarda ve...

Tarih, filoloji ve antropoloji sahasındaki muhtelif araştırmalardan anladığımız kadarıyla geçmiş asırlardaki “kardeşlik cemiyetleri” şeklindeki örgütlenmeler neredeyse bütün coğrafyalarda ve bütün kültürlerde mevcut. Eski Mısır’dan Çin’e, Helenistik sahadan İslam öncesi Türkistan’a kadar hemen her toplumda hayırseverlikten kabadayılığa uzanan bir hattın şurasında veya burasında bir araya gelen kişilerin dayanışma içinde faaliyet göstermeleri geleneği bu. Kimi yerde baskıcı bir “ahlâk zabıtalığı” şeklinde kendisini gösteren, kimi yerde eğitim kurumu gibi çalışan, kimi yerde ise mazlum ve mağdurları koruyup kollamaya yönelen, hatta bazen topluma güvenlik hizmeti veren topluluklardan söz ediyoruz. Tıpkı günümüzdeki sivil toplum örgütleri gibi… Benzer bir yapının cahiliye çağındaki Arap toplumunda da mevcut olduğunu Hılf’ul-Fudul örneğinden biliyoruz. Önceki haftalarda bu geleneğin Müslüman toplumlarda fütüvvet adı altında devam ettirildiğini, Anadolu Ahiliğinin de temelinde hem bu geleneğin hem de Orta Asya’dan getirdiğimiz mirasın bulunduğunu uzun uzun anlatmaya çalışmıştım. Ortaçağ kasaba ve şehirlerinde bu tür organizasyonlar içinde yer alabilecek “sivil” unsur esnaf ve zanaatkarlardan ibaret olduğu için sözkonusu örgütler aynı zamanda meslek loncalarıyla iç içe olmuş ve sonraki süreçte de gelenek esnaf teşkilatı bünyesinde sürdürülmüştür. Keza neredeyse bütün toplumlarda bir örneğine rastladığımız bu geleneğin Avrupa’daki karşılığının şövalye örgütleri olduğunu söylemiştik. Bunların özellikle Haçlı Seferleri sırasında İslam dünyasında karşılaştıkları tarikatlardan ve fütüvvet teşkilatından öğrendikleri usulleri ve belki inanç unsurlarını kendi bünyelerine kattıkları anlaşılıyor. İnanç demişken, en azından ortaçağlar boyunca dünyanın dört bir tarafında benzerlerine rastladığımız kardeşlik cemiyetlerinin çoğunda dinî/mistik bir içerik ve amaç da var. O günün aydınlarının veya toplum seçkinlerinin genellikle toplumdaki hâkim veya yaygın anlayışlardan az çok farklı bir din yorumu etrafında buluştukları yerler buralar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rus devlet aklı orada, Türk devlet aklı nerede? 25 Nisan 2024 | 694 Okunma Gözümüzün önünde yapmayın şu anayasayı 20 Nisan 2024 | 235 Okunma CHP’ye verilmiş oy ‘CHP oyu’ mu 18 Nisan 2024 | 772 Okunma ‘İsrail ticareti’ turnusol kâğıdı 13 Nisan 2024 | 400 Okunma Mağdur olan yine iktidar! 11 Nisan 2024 | 359 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar