Hilafetin kaldırılması ve sonrasında Reşid Rıza

İttihad ve Terakki Fırkası’nın genç unsurlarından bir kısmını da içine alan Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, Anadolu direnme hareketinin başına geçerek İstiklal Harbi’ni kazanıp Lozan’da...

İttihad ve Terakki Fırkası’nın genç unsurlarından bir kısmını da içine alan Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, Anadolu direnme hareketinin başına geçerek İstiklal Harbi’ni kazanıp Lozan’da bir barış andlaşması da imzalayınca, Reşid Riza’nın Türklerle ilgili ümitleri yeniden canlanır gibi oldu. Kazanılan zaferi, bu zaferin komutanı Mustafa Kemal’i hararetle alkışladı, onun İslam’a ve Müslümanlara hizmet ettiğini, ırkçı-turancı İttihatçılardan da farklı olduğunu dile getiren övücü yazılar yazdı. Lozan’da, Avrupalı büyük devletlerin, yanlarına Balkanlıları da alarak, Türklere karşı birleşmelerinin fayda vermediğini ve burada da yeni kadronun dehalarını gösterdiklerini, geçmişe nisbetle iyi muamele gördüklerini ve müsbet sonuçlar aldıklarını ifade etti (XXII, s. 744; XXIV, s. 145-146). Ancak çok geçmeden Mustafa Kemal Cumhuriyeti ilan etmiş, halifenin selahiyetlerini kısıtlayarak dinî- manevî alanla sınırlamış, bir müddet sonra hilafeti kaldırarak halifeyi sınırdışı etmiş, şer’i mahkemeleri, şer’iye vekaletini, dini tedrisatı kaldırmış, din ile devlet işlerini birbirinden ayırmıştı. Bütün bu tasarruflar karşısında Reşid Riza’nın Mustafa Kemal ve ekibine karşı tavrı değişti, önce bunların yanlış olduğunu, milletin bu değişiklikler karşısında sükut etmesinin haramların en büyüğünü teşkil ettiğini ifade etti. İnkılablar devam ettikçe üslubunu daha da sertleştirerek “bunların da İttihatçılardan farklı olmadıklarını, istibdad ve fesatların Abdulhamid ve İttihat yönetimlerinden daha da beter olduğunu, Türk milletini İslam’dan uzaklaştırma yönünde, öncekileri de geride bıraktıklarını, yaptıklarının İslam’dan çıkıp küfre girmekten başka bir şey olmadığını...” kaydetti. (XXV, s. 280, 319; XXVIII, s. 635 vd.; XXIX, s. 255 vd.)

Reşid Riza, 1922 yılında Türkiye’de hilafetin selahiyet çerçevesinin...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 293 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 545 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 364 Okunma Ağır ve yüz kızartıcı suçlara bile verilen ceza böyle oldukça 31 Mart 2024 | 607 Okunma Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durmazlar 24 Mart 2024 | 340 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar