Beklentiler ve imkanlar (2)

Önceki yazımda Türkiye ve dünyada cari durumu tasvir etmiştim; maksadım, beklentilerin imkanlarla dengeli olmasına dikkat çekmekti.Ak Parti iktidara geldiğinde ondan, hassas ve mağdur Müslümanların beklentileri o günün...

Önceki yazımda Türkiye ve dünyada cari durumu tasvir etmiştim; maksadım, beklentilerin imkanlarla dengeli olmasına dikkat çekmekti.

Ak Parti iktidara geldiğinde ondan, hassas ve mağdur Müslümanların beklentileri o günün imkanları ölçüsünde oldukça mütevazı idi: Başörtüsü problemi, İmam Hatiplilerin katsayı mağduriyeti, seçmeli din (İslam) derslerinin uygulamaya konması… Bunlar kısa vadede halledildi, mağduriyetler engellendi. Askeri vesayet, yargının tarafgirliği ve sınırlarını aşması, YÖK’ün tahakkümü ve taraf tutması, uluslararası ilişkilerde ülkemizin sözü ve itibarının düşüklüğü gibi konulara ilişkin talepler ve beklentiler imkanların elvermesine bırakılmıştı ve elverdikçe bunlar da çözüldü. Ekonomi, sağlık, ulaşım, imar, milli savunma konularında umutların ötesinde mesafeler katedildi.

Süvari güçlü ve hızlı atıyla ufukları aşarken bundan rahatsız olan iç ve dış menfaat ve ideoloji grupları, fırsat buldukça süvariyi durdurmak için teşebbüslerde bulundular. 7 Şubat 2012 Hakan Fidan olayı, 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi, 15 Temmuz 2016 askeri darbe içten ve dıştan elbirliğiyle kotarılmış durdurma teşebbüslerinin göze çarpanlarıdır. Arap Baharı olayları ve bu cümleden olarak 2011’de patlak veren Suriye iç savaşı da Türkiye’yi yakından ilgilendiren baş ağrıları arasında yer aldı.

Erdoğan Türkiye’yi birinci lige çıkarmak istiyordu ve İslam dünyası da perişanlığına çare olarak böyle (halkı Müslüman ve geçmişi şanlı ve tecrübeli) bir İslam ülkesine muhtaç idi. Bir zamanlar üç kıtada hakim olmuş, sonra bu üç kıt‘anın elbirliği ve içerden satın aldıkları veya aldattıkları kimselerin yardımı ile mezara gömülen bir milletin çocuklarının yeniden dirilip şanlı mazilerinde olduğu gibi şerefli bir hedef/dava peşinde koşmaya başlaması düşmanlarının asla kabul edemeyecekleri bir gelişme olurdu. İşte bu yüzden onu durdurmak için bir kısmına işaret ettiğim hadiselere vücut verildi. Ekonomik ambargolar, yer altı zenginliklerinden istifademize karşı çıkışlar, zorunlu savunma sistemi edinmemizi engelleme çabaları da güncel engeller arasında yer aldı.

Her şeye rağmen pek çok alanda çok iş başaran bir iktidarda yıllar geçtikçe bazı arızalar baş gösterdi. Son seçimde yaşanan kaybın arkasından dost ve düşman kalemler sebep-sonuç ilişkisi üzerine birçok yazılar kaleme aldılar, konuşmalar yaptılar. Yazıların birçoğunda sebeplerin etki sıralaması ile sorumlusunun tayini hakkında önemli eksikler, sakatlıklar ve –bir kısmında- kötü maksatlar var.

Cumhurbaşkanımızın yetkisini kullanarak ve imkanların elverdiği ölçüde bir iç ıslahat hareketine girişmesinde zaruret var. Nereden başlanacağı ve nereye kadar varacağı konusunda da samimi ve dost tabanı dinlemek, işareti oradan almak gerekiyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 293 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 545 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 364 Okunma Ağır ve yüz kızartıcı suçlara bile verilen ceza böyle oldukça 31 Mart 2024 | 607 Okunma Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durmazlar 24 Mart 2024 | 340 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar