Yine laiklik!

Peki biz savaşa gönderdiğimiz insanı ne diye gönderiyoruz? Ya gazi, ya şehit olması için değil mi? Bu anlayışa göre, gazilik ve şehitlik mefhumları da laikliğe aykırı! Zira bu kutsal makamları din bildiriyor.

Laiklik, başlangıcından (Bizim anayasaya giriş tarihi: 5 Şubat 1937) beri yanlış anlaşıldı ve dolayısıyla yanlış uygulandı.

Laiklik, en genel anlamıyla devlet işleriyle dinin ayrılması, dinin devlet işlerine karıştırılmaması demektir. Yani laiklik, kişileri değil, devleti ilgilendiren bir mefhum; dolasıyla devlet laik olur veya olmaz, kişiler değil.

Kişiler dindar (inanan) veya seküler (inanmayan) olur.

Laik devlet, her çeşitten inanana ve inanmayana eşit mesafededir. O devlette yaşayan insanların inanmaları veya inanmamaları devleti bağlamaz.

Biz asıl hatayı devleti veya devlet kurumlarını idare eden insanlar üzerinden yapıyoruz. Bu kişilerin dindarlıkları (inançlarını yaşamaları), söz gelimi namaz kılmaları, Kuran-ı Kerim okumaları, müzeyi aslına (camiye) çevirmeleri, imam-hatip liseleri, ilahiyat fakülteleri açmaları, dini içerikli söylemde bulunmalarını vb laikliğin ihlali olarak algılıyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siyasette algı savaşları -2- 08 Mayıs 2024 | 67 Okunma Siyasette algı savaşları -1- 06 Mayıs 2024 | 149 Okunma Seçim analizi -9- 04 Mayıs 2024 | 53 Okunma Seçim analizi -8- 01 Mayıs 2024 | 193 Okunma Seçim analizi -7- 29 Nisan 2024 | 342 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar