Pazar yazıları -62-

"Hiç"liğini bilen insan-ı kâmil insandır. Cenab-ı Hakk, insanın kadr ü kıymetini; "hiç"liğinin idrakine bağlıyor ve bu şuurdaki kulunu yüceltiyor: "Allah için tevazu göstereni (alçak...

"Hiç"liğini bilen insan-ı kâmil insandır. Cenab-ı Hakk, insanın kadr ü kıymetini; "hiç"liğinin idrakine bağlıyor ve bu şuurdaki kulunu yüceltiyor: "Allah için tevazu göstereni (alçak gönüllü olanı), Allahü teala yüceltir."
Müjdeleyen ve azapları bildiren şanlı Peygamber efendimizin (aleyhisselam) arkadaşlarının her biri, kendilerini ve Rablerini bilip tanımış olmalarından dolayı insan-ı kâmil idiler. Özellikleri ise, asla kendileri için yaşamamış olmalarıdır. Elde ettikleri her şeyin en güzellerine arkadaşlarını layık görmüş ve onları kendilerine tercih etmişlerdir.
Zira örnek aldıkları şahsiyet, yani sevgili Peygamberimiz aleyhisselam, bizzat "güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmişti"... O, kullukta (ibadette) yarışanların zirvesi idi. Onlar da (arkadaşları-Eshab-ı kiram efendilerimiz) ruhlarını, O’nun sevgisiyle yoğurup aynı potada eritmişlerdi.
Bedenleri farklı olsa da ruhları birdi.
Kullukta (ibadetlerde) yarışarak ârif olmuşlar ve Cenab-ı Hakk’a yakınlık kesb etmişlerdir (kazanmışlardır). Böylece Hakk’ın tecellisini müşahede makamına yükselmişlerdir. Bunlardan Hazret-i Ali efendimiz (kerremallahü vecheh), hallerini görüp hayrete kapılan insanlara şöyle buyururdu: "Bizim hâlimize hayret etmeyin! Bizler ölüp; kabir hayatını yaşasak ve sonra diriltilip, Mahşer’de hesaba çekilsek; bunun sonucunda da Cennet’i ve Cehennem’i bize gösterseler… Tekrar diriltip dünyaya getirdiklerinde, nasıl olmamız gerekir idiyse, bizler öyleyiz!"
Ölmeden evvel ölüp, ölümsüzlüğü tatmışlar.
Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) onlara, Rabbinin şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Bana yaklaşanlar farz kıldığım şeyleri yerine getirmekten daha sevimli bir işle bana yaklaşmadılar. Kul, bana nafile ibadetlerle yaklaşmayı sürdürür. En sonunda onu severim. Sevince onun duyması, görmesi, eli ile destekçisi olurum."
Yine Allahü teala başka bir kudsi hadiste şöyle buyurur: "Bana bir karış yaklaşana bir arşın yaklaşırım. Bana bir arşın yaklaşana daha fazla yaklaşırım. Bana koşarak gelene ben daha hızlı koşarım."
Allahü tealaya yaklaşmak hususunda hayrete düşen ve ne ile yaklaşacağını bilmeyen Bayezid-i Bistami hazretlerine (kuddise sirruh), Cenab-ı Hakk, şöyle buyurur: "Ya Eba Yezid! Bana ait olmayan özelliklerle bana yaklaşabilirsin. Bunlar, zillet ve yoksulluktur."

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siyasette algı savaşları -4- 13 Mayıs 2024 | 22 Okunma Siyasette algı savaşları -3- 11 Mayıs 2024 | 63 Okunma Siyasette algı savaşları -2- 08 Mayıs 2024 | 67 Okunma Siyasette algı savaşları -1- 06 Mayıs 2024 | 163 Okunma Seçim analizi -9- 04 Mayıs 2024 | 53 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar