Kızlara bebek evi, erkeklere akülü otomobil!

I-İsmet Özel o güzelim şiirinde, kar yağan bir gecede dostu uyandırmaktan bahseder. Kar yağıyor diye gecenin bir vakti bir dostu uyandırmayı hiç düşünmedim ama gecenin ya da sabahın bir vakti, bir öykünün...

I-

İsmet Özel o güzelim şiirinde, kar yağan bir gecede dostu uyandırmaktan bahseder. Kar yağıyor diye gecenin bir vakti bir dostu uyandırmayı hiç düşünmedim ama gecenin ya da sabahın bir vakti, bir öykünün ikliminde bir dostu uyandırma isteği duymuşluğum çoktur. En son böyle bir isteği Katherine Mansfield’in “Bebek Evi” öyküsünü okurken yaşadım.

Sabahın o kadar erken bir vakti olmasaydı tam öyküyü okurken N’yi arayıp hani seninle Frankfurt’ta şehir müzesinde uzun uzun baktığımız, bakarken üzerine konuştuğumuz, konuşurken bizi merakla izleyen Almanya doğumlu öğrencilerin hayretini üzerimize çektiğimiz o ev var ya, o bebek evi... Gerçek bir evin birebir uygulandığı minyatür ev...Hani gündelik hayatın bütün nesnelerinin minyatür olarak yer aldığı o bebek evi diye söze girmek isterdim.

1800’lerdeki bir kız çocuğunun böyle bir oyuncak ev karşısında ne hissettiğini konuşmuştuk. Daha doğrusu ben bu evi kızına armağan eden babanın niyetini, maksadını merak ettiğimi söylemiştim de, genç kızlar her obje karşısında bu kadar uzun durup düşünür müsünüz diye sormuşlardı biraz da bıkkın bir hal ile. Sadece babanın niyetini değil, bu niyete kim bilir hangi mesafede duran küçük kız çocuğunun sevincini de bilmek isterdim demiştim hani. Almanya doğumlu öğrenciler gülmüşlerdi. Sen o zaman, benim çalışma alanımın eşya insan ilişkileri olduğunu söyleyerek, merakımı bilimsel bir uğraşın içine yerleştirip, heyecanımı makul hale getirmeye çalışmıştın.

Frankfurt şehir müzesinde dilemiş olduğum dilek işte şimdi karşımda edebi bir metin olarak duruyor diye anlatmak istedim sabah vakti, şafak sökerken.

Katherine Mansfield’nin her öyküsünü okuyuşta evet diyorum Woolf, Mansfield’ı kıskanmakta hiç haksız değil. Çünkü Mansfield öyküsünün inşasını, metnin yer aldığı zamanın atmosferini, psikolojik gerilimi ve sosyolojik zemini o kadar güzel ve doğal bir şekilde, o kadar evrensel bir dil ile akıp giden zamanın içindeki anı zapt ederek yapıyor ki... Romanlarında kurduğu atmosferi, öyküsünde asla kuramamış Woof’un kıskançlığını anlamak mümkün.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si... 03 Mayıs 2024 | 395 Okunma “Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 428 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 734 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 99 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 234 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar