Ölü doğan çocuk: HDP’nin Türkiyeliliği

Cemaatçi toplumlarda kişilerin kendi kimliklerini aşarak daha kuşatıcı bir genel kimliğe yönelmeleri kolay olmaz. Dünya koşulları ve zamanın ruhu davet etse bile sosyokültürel bağlar cemaatimizi terk etmeyi...

Cemaatçi toplumlarda kişilerin kendi kimliklerini aşarak daha kuşatıcı bir genel kimliğe yönelmeleri kolay olmaz. Dünya koşulları ve zamanın ruhu davet etse bile sosyokültürel bağlar cemaatimizi terk etmeyi zorlaştırır. Eğer bu cemaat kimlikten beslenen bir siyasallaşmayı ifade ediyorsa, söz konusu kopuş nerdeyse imkansız hale gelir. Çünkü kimliğimizin ‘ötekiler’ tarafından dışlanmanın, itilmenin ve sonuçta yaşadığımız fiziki ve manevi sıkışmanın sonucu olduğunu göz ardı etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle cemaatçi toplumlarda kimlik siyasetinin doğal bir zemini bulunur ve bu zemin radikalleşmeyi de daha meşru kılar. 

Böyle bir ortamda HDP’nin ‘Türkiyeli’ olma hedefi desteklenmesi gereken bir çabaydı ve toplumun büyük bölümü tarafından olumlu bir açılım olarak algılandı. Haliyle beklenti bu partinin söz konusu ‘Türkiyelilik’ anlayışına uygun bir siyasi duruş ve strateji de geliştirmesiydi. Bunun pratik anlamı Çözüm Süreci’nin sahiplenilmesiydi, çünkü toplumsal birlikteliğin her düzeyde yeniden inşa edilmesini ifade ediyordu. ‘Türkiyelilik’ bütün vatandaşların adil ve eşitlikçi bir çerçeve içinde yaşamasını ima ettiği ölçüde, bunun kritik adımının Çözüm Süreci olacağı açıktı. Ne var ki HDP henüz işin başında ‘Türkiyelilikten’ ayrıldı. Çözüm Süreci siyasi söylemin dışına itilirken, seçim stratejisi anti-AKP çizgiye oturtuldu ve diğer muhalefet partilerini yaya bırakan bir radikallik sergilendi.  

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şu malum ‘bilge kral’ meselesi 24 Haziran 2018 | 5.330 Okunma Yeni bir nefes için… 22 Haziran 2018 | 2.662 Okunma Halledilemeyen bir travma olarak... 21 Haziran 2018 | 1.451 Okunma Büyüme fetişi 19 Haziran 2018 | 1.278 Okunma Dönüşü gözükmeyen yolda… 17 Haziran 2018 | 6.188 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar