Minnet

Minnet” diyor Andre Comte-Sponville, “erdemlerin en hoşudur ama en kolayı değildir.” Bu etkileyici cümleden, bizim hep psikolojik bir kavram olarak ele aldığımız “minnet”in aynı zamanda bir erdem olduğunu, hoş...

Minnet” diyor Andre Comte-Sponville, “erdemlerin en hoşudur ama en kolayı değildir.” Bu etkileyici cümleden, bizim hep psikolojik bir kavram olarak ele aldığımız “minnet”in aynı zamanda bir erdem olduğunu, hoş olmakla birlikte pek de kolay olmadığını öğreniyoruz. Comte-Sponville, devamında minnetin bir “haz” olduğunu da söyleyerek psikolojik bakışa yaklaşıyor. Ona göre minnet, “hissedilen sevincin yankısı olan bir sevinç gibidir, fazla bir mutluluğa eklenen bir mutluluk daha gibidir.” Ve minnet hakkında güzel bir başka güzel cümlesi: “Erdemlerin en hoşu ve hazların en erdemlisidir.”
Minnet hem ahlaki hem psikolojik niteliklere sahipse, psikolojik boyutundan önce ahlaki olanı ele almak daha elzem. Minnet bir erdem zira bir insani davranışa verilen bir karşılık o. Minnetle karşılık veririz ama bizden bir şey alıp götüren bir verme değildir tam tersine yaşantının doyumsuz bir usaresi geriye bizde kalır.
Minnettarlığı, iyiliğe iyilikle karşılık vermekle karıştırmamalıyız. İyiliğe iyilikle mukabelede bulunmak, şüphesiz insan ilişkilerinin devamlılık kazanmasında, bağların güçlenmesinde çok önemli bir pekiştirici ama minnet hissetmek onunla birebir aynı değil. Minnet hisseden, bir karşılık verir ama ölçülebilir, maddi bir karşılık, somut bir beklenti değildir o. Öylece yapılan, iç-dünyamızda kendiliğinden ortaya çıkan, oluverendir.
Sadece samimiyetle sevinçli bir karşılık vermekle de sınırlı değil minnet. Minnet duyduğumuzda, şükran hissettiğimizde ya da içten bir teşekkür ettiğimizde, böyle bir yaşantıya vesile olan kimseyle paylaşıyoruzdur mutluluğumuzu. O bizim iyi hissetmemize neden olmuştur biz de “ona madem öyle sen de benim bu vesileyle yaşadığım şu hoşluktan buyur” der, paylaşırız iyi hissedişimizi. “Sevgi”nin bu alışverişten, sevinç yankılanmasından daha net gözüktüğü bir başka insani hal var mıdır? Sanmıyorum. Başka türlü olsaydı, bizim için yapılanı görmezden geldiğimiz, yaşantı vadisinde bir iyiliği sevinçle yankılamadığımız halleri, “nankörlük” gibi sevginin tam karşısında yer alan bir sözle adlandırmazdık.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 216 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 178 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 165 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 146 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 141 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar