Hedef ülke: Türkiye

Dönemler itibariyle kullanılan araçlar farklı olsa da, uzun süredir Türkiye’yi ekonomi üzerinden terbiye etme ve hatta tehdit etmek için yoğun bir çabanın olduğunu görüyoruz. Yani bir ekonomiye operasyon...

Dönemler itibariyle kullanılan araçlar farklı olsa da, uzun süredir Türkiye’yi ekonomi üzerinden terbiye etme ve hatta tehdit etmek için yoğun bir çabanın olduğunu görüyoruz. Yani bir ekonomiye operasyon süreci işliyor.

Bu süreç 2008 yılı küresel ekonomik krizi ile daha da derinleşmişti ve bugün hızlı bir şekilde devam etmekte. 2008 küresel ekonomik kriz yılı, bir yandan batı yani AB ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerinin yaşadığı ciddi sorunlara işaret ederken, diğer taraftan da bu krizin sonucu olarak ekonomik güç dengesinin batıdan doğuya yön değiştirdiği ve bunun hızlandığı bir dönem olarak tarihe geçecektir.

Bu değişim Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin de krizlerden etkilenmemesi, özellikle batılı ülkelerde dolaşan körfez sermayesinin ekonomik büyümenin gerçekleştiği Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yer bulduğu ve gelecek dönemde de yer bulacağı anlamına geliyor.

En önemlisi de gelişmiş Batı ülkelerinin bankalarında zorunlu olarak duran veya durdurulan körfez sermayesinin doğuya başta da kendini özellikle İslami finans alanında “Uluslararası finans merkezi” olarak ve coğrafyanın verdiği avantajla kendini “enerji ticaret merkezi” olarak tanımlayan Türkiye’ye yönelmesi, batılı gelişmiş ülkeleri çok ama çok endişelendirmişe benziyor.

Bu endişe özellikle de Türkiye’nin uluslararası kurum ve kuruluşlardan bağımsız olarak yoluna hızla devam ettiği, IMF’ten kurtulduğu yani bu kuruluşa borcunun son kuruşunu ödediği ve Türkiye’nin ekonomideki iyileşmeyle beraber büyük stratejik altyapı yatırımlarının başladığı tarih olan 2013’den beri şiddetlenerek devam ettiğini görüyoruz.

Hatırlayınız. 2013 yılından beri Türkiye’nin yaşadığı ve özellikle ekonomiyi hedef alan şokların, spekülasyonların ve manipülasyonların sayısını unuttuk. Batı ülkelerinin maalesef her fırsatta Türkiye’yi hedef göstermelerine şahitlik ediyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Enerjide arz ve talep güvenliği 07 Ekim 2021 | 118 Okunma Küresel enerji arz güvenliği krizi mi? 04 Ekim 2021 | 62 Okunma Dünyada doğal gaz sorunu 30 Eylül 2021 | 155 Okunma Enerji arz güvenliğinin önemi 27 Eylül 2021 | 91 Okunma Türkiye Paris anlaşmasını imzalıyor 23 Eylül 2021 | 186 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar