Türkiye’de DAEŞ gerçeği

Aslında belli başlı çevreler bunlar: HDP, PKK ve Kandil’le başlıyor, DHKP-C gibi yasa dışı örgütlerle devam ediyor. Bilindiği gibi onlara Paralel Yapı da destek veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve...

Aslında belli başlı çevreler bunlar: HDP, PKK ve Kandil’le başlıyor, DHKP-C gibi yasa dışı örgütlerle devam ediyor. Bilindiği gibi onlara Paralel Yapı da destek veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümet’e karşı bayrak açan medya gruplarını unutmamak gerekiyor. 

Uzun süredir dışarıdaki bazı merkezlerle birlikte aynı algıyı oluşturmaya çalışıyorlar: 
“Türkiye İŞİD’i destekliyor.” 
Bu tezleri Suriye’ye yönelik operasyonlarla çökünce, şimdi de söylem değiştirdiler: 
“Besle kargayı oysun gözünü. Türkiye, beslediği İŞİD’le mücadele etmek zorunda kaldı.” 
Tabii ki bunların hiç biri doğru değil. 
Üstelik gerçekler, oluşturulmaya çalışılan algı ile taban tabana zıt. Önceki gün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile uzun bir sohbet imkanı buldum. İslam Dünyasındaki dini kurumlar içinde DAEŞ terör örgütünü ilk kınayan ve telin edenin Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu söyledi, 
Bunu ne zaman mı yaptı? 
Açın Papalığın web sayfasını, belgesi halen orada duruyor. Buna rağmen gerçekleri çarpıtma çabaları devam ediyor. 
* * *
Bitmedi, dahası var… 
Biliyorsunuz, Türkiye daha başlangıçta bu yapının bir “terör örgütü” olduğunu açıkladı. DAEŞ’i masaya ilk yatıran ve o zihniyetle mücadele yollarını arayan da yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu. 
Diyanet İşleri Başkanlığı, İstanbul’da büyük bir organizasyon düzenledi. Dünyanın çeşitli bölgelerinden ve çeşitli mezheplerden 150 İslam alimini bir araya getirdi. O toplantıda DAEŞ’e karşı çok güçlü bir ses verildi. 
Yetmedi, bitmedi… 
Bu yapının yanlışlarını dünyaya anlatmak için daimi Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifini de Diyanet İşleri Başkanlığı oluşturdu. 
Tabii ki bunları Diyanet kendi başına kararlar alıp gerçekleştirmedi. Bütün bu adımlar devlet bütünlüğü içinde atıldı. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu da o toplantıda konuştu. DAEŞ’e yönelik olarak kullandıkları ifadeler ise hayli ağırdı. Başbakan, o toplantıya katılanlara tam 3 saat ayırdı. 
Bu gerçekler alt alta sıralanıp üzerine o günlerde DAEŞ’in gerçekleştirdiği Musul Başkonsolosluğumuza yönelik baskını da koyunca… 
“El insaf” demek gerekiyor! 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tarihi savrulma 25 Mayıs 2023 | 645 Okunma Erdoğan kaybeder mi? 24 Mayıs 2023 | 1.076 Okunma Tükettiler cephaneyi 23 Mayıs 2023 | 644 Okunma Hâlâ mı aynı dil? 18 Mayıs 2023 | 676 Okunma Ne vereyim abime? 17 Mayıs 2023 | 840 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar