Yüksek yargı ne kadar ‘yüksek’

Yıl 2014’tü. Kamuoyu nezdindeki tanınırlığı, yargıç cüppesinde bağımsızlığı simgeleyen düğme ve iliği aradığı o görüntüyle arttı. Danıştay...

Yıl 2014’tü. Kamuoyu nezdindeki tanınırlığı, yargıç cüppesinde bağımsızlığı simgeleyen düğme ve iliği aradığı o görüntüyle arttı. 
Danıştay Başkanı (ikinci kez seçildi) Zerrin Güngör’ün yargı bağımsızlığına farklı bir boyut getirdiği ikinci kare, 2016’da geldi. 
Çaykur’un Rize’de düzenlediği çay hasadına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanile birlikte katılmıştı. Bu görüntünün doğal sayılması gerektiği konusunda açıklamalar ve beraberinde epeyce bir rıza üretim haberi yapıldı. 
Danıştay Başkanı’nın kızının Saray’da uzman olarak görevli olduğu, şaibeli referandumun hemen ardından da -kamuoyuna “VIP hâkim” olarak yansıyan- atamasının yapıldığı haberlerine ise yalanlama gelmedi. 
Keza damadının da Saray’ın müteahhidi de olan holdingin sağlık yatırımları alanında faaliyet gösteren şirketteki yöneticiliği de öyle. 
Söz konusu şirketin, Hazine’yi borç altına sokan şehir hastanelerinin aktörlerinden biri olduğu ise konu dışı... 
Memleket havadisleriyle haşır neşir herkesin hafızasında iz bırakmış bu kısa tarih, Güngör’ün Habertürk yazarı Nagehan Alçı’ya yaptığı açıklamayla taçlandı. 
Danıştay Başkanı yargının hiç bu kadar bağımsız olmadığını söyledi.
Evet, keyfi tutuklamaların o dönemi yaşamış herkesçe söylendiği gibi 80 darbesi sonrasını aştığı, binlerce kişinin bir yılı aşkın zamandır parmaklıklar ardında tutuklu, iddianame beklediği bir ülkede etti bu lafı Yüksek Yargı Organı Başkanı. 
CHP’nin Adalet Kurultayı’nın ardından yayımladığı bildirgeyle ne yapmaya çalıştığını sorup, politik eleştiri yaptığı, bugüne kadar hiçbir kararlarıyla ilgili telefon, telkin almadıklarını belirttiği, hülasa her kelimesinden hukuk, adalet ve tarafsızlık ışıkları yükselen bir açıklama. 
Bu dimağları durduran açıklama karşısında ya susar ya da sorular sorarsınız. Mesela biri buradan gelsin: 
Tarihsel olarak bulunmayan düğmenin arandığı, yürütmenin başı ile çay hasadına katılındığı, aile fertlerinin Saray çevresinde bulunabildiği bir makama bir de telefon mu edilmeliydi? 
Zühtü Arslan başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi’nin OHAL KHK’lerini denetim dışı bırakarak yaygın ve çok katmanlı mağduriyetlerin önünü açtığı kararın ardından, Güngör’ün yargı bağımsızlığı güzellemesi yaptığı bu ülkede “yüksek yargı” diye bir kavramdan söz etmek, arkaik bir alışkanlıktan öte anlam taşımıyor.

Çocuklar cezaevindeyken 
“Yargının hiç bu kadar bağımsız ve tarafsız olmadığı” Türkiye’de, 3 bine yakın çocuk cezaevinde. 
CHP milletvekili Onursal Adıgüzel’in cezaevlerindeki çocuklar konusunda yaptığı bilgi edinme başvurusunun yanıtları, geçenlerde kısmen medyada yer almıştı. 
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nden gelen yanıttaki veriler, bir kez okunup öğrenilip unutulacak türde değil. Hatırlatalım: 
• Cezaevlerinde yaşları 12-17 arasında değişen 2 bin 800 çocuk yaşıyor. Çocukların 2709’u erkek, 91’i kız. Erkek çocukların 994’ü hükümlü, 1715’i tutuklu. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 359 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 212 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 262 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 388 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 224 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar