Türkiye’nin önünü açan bir kriz...

Uzun süredir böyleydi ama özellikle tam şu günlerde Türkiye hakkında yapılan analizlerin, eldeki statik verilerden kaynaklandığı için pek geçerli olacağını sanmıyorum. Örneğin şu haber; Avrupa...

Uzun süredir böyleydi ama özellikle tam şu günlerde Türkiye hakkında yapılan analizlerin, eldeki statik verilerden kaynaklandığı için pek geçerli olacağını sanmıyorum. Örneğin şu haber; Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Rusya’nın yaptırımlarının sürmesi halinde 2016 yılında Türkiye’nin gayrı safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 0.3 ila 0.7 baz puan düşebileceğini hesaplamış. Burada banka iki temel sektör hareketliliğinden yola çıkarak bu sonuca varıyor; turizm ve inşaat... Evet, bu sonuca ulaşmak için çok ayrıntılı inceleme bile gerekmiyor. Krize değin, Rusya ve Türkiye’nin, karşılıklı olarak, doğrudan yatırımları artarak sürüyordu.

Turizm için de benzer bir durum var; Türkiye’nin özellikle güney bölgeleri Rusya’dan gelen çok sayıda turisti ağırlıyordu. Rus tarafı, Türkiye’nin yılda 4 milyon turist kaybı olacağını bunun da yıllık olarak 10 milyar dolarlık bir kayba tekabül ettiğini iddia ediyor. İşte bu gibi değerlendirmelerin, rakamsal, somut verilere dayansa bile, tam şu sıralar çok yanlış olduğunu düşünüyorum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonominin geleceğini simgeler anlatır! 31 Ekim 2018 | 5.210 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2) 25 Ekim 2018 | 5.322 Okunma Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... 24 Ekim 2018 | 4.575 Okunma Sorunlar, tespitler ve çözümler... 18 Ekim 2018 | 5.617 Okunma Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir? 17 Ekim 2018 | 3.768 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar