Dünyadan habersiz milletvekilleri

Herkes "acabaları" tartışırken "Sarraf itirafçı oldu" diye yazan oldum. Bunu tekrarlarla pekiştirirken hâlâ bir sürü "şüpheci kalemşor" vardı. Bunu, gelişmeleri takipten ya da haber kanallarına...

Herkes "acabaları" tartışırken "Sarraf itirafçı oldu" diye yazan oldum. Bunu tekrarlarla pekiştirirken hâlâ bir sürü "şüpheci kalemşor" vardı. Bunu, gelişmeleri takipten ya da haber kanallarına hâkimiyetten yapmadılar. Bir yerde Rıza'nın itiraflarının hükümete zarar vereceği kaygısını taşıyorlardı. Bu tutumlarında ısrar edenleri görmekteyiz.Kabaca tasnif ettiklerimin bir bölümünü Tarafsız Bölge'de izledim. Ak Parti milletvekili Mehmet Metiner sesini yükseltmeyi savunma zannediyor. İran'a ambargo konusunda Birleşmiş Milletler kararı olduğundan haberi yok. İşte bunu anlamak mümkün değil. "Ortada BM kararı yok ki..." diye söze başlıyor ise, herkese sıkça yönelttiği "aynaya bakmak" lafını ona gönderiyorum.En çok şaşırdığım isim İbrahim Uslu oldu. Sarraf'ın söyleyecekleri -aslında itirafını yaptı ve mühürlü bir zarfla yargıca teslim edildi- ona göre Türkiye'de fazla etki yapmayacak. Peki siyasetten sonra ekonomik ambargo başlarsa ne olacak? Dünyanın sayılı bankalarına uygulanan cezalar, bize de kesilirse içinden nasıl çıkacağız?Sayın Erdoğan'ın "2-3 kuruşluk benzin zamları" diye küçümsedikleri, "mutfakta yangına dönüştü". Yoğurdundan sütüne, peynirinden yağına etiketleri tutana aşk olsun. Hem hükümetin hem vatandaşın çarkları artık dönmüyor. Emekliye 100 lira, asgari ücrete 200 lira zamlarla insanca yaşamak mümkün değil.Görünen o ki Rıza Sarraf kendini kurtarmak üzere. 7 Kasım'da tahliye edildiğini henüz öğrenebildik. İtirafnamesini verdiği yeni deşifre oldu. Paraları da kurtardı mı "Green Card" bile alır. Bizim milyonlarca garibanın "tencere kaynatma mücadelesi" ise kolay değil. Sayın İbrahim Uslu halkın gerçeğini iyi görmeli. Sevdiğim bir özlü sözü tekrarlamak istiyorum; "Aç fare duvarı deler". Hele sandığı kaşar peyniri gibi yer.***Yalancı AmerikaDonald Trump'ın Erdoğan'la görüşmesindeki iki cümleyle havalara uçtuk. En yukarıdan en alta, tüm yetkililerimiz "Sayın Trump" diyerek bağlılık yarışına başladılar. "YPG'ye artık silah vermeyeceğiz. Aslında bu saçmalıktı" şeklindeki sözleriyle hayallere daldılar. Ne zaman ki Savunma Bakanlığı -Pentagon- açıklama yaptı başa dönüldü; "YPG ile çalışmaya devam edeceğiz".Burada iki olasılık var. İlki Trump bir sahtekâr. Yalancının önde gideni. İkincisi Amerika'yı Başkan değil Pentagon yönetiyor. Gerisi hikâye. Sizce hangisi doğru? Bana göre, ikisinde de gerçeklik payı var. Onun için İhsan Aktaş gibilerin "ABD bölgede ilelebet kalacak değil ya" şeklindeki niyet okumalarını ciddiye almamalıyız. Tabii Nihal Bengisu Karaca'nın "Türkiye kazandı" diyebilmesini de duymazdan gelmeliyiz. Neyi kazandı?***Eski sevgiliHa bugün ha yarın derken, nihayet yer bulabildim. Mehmet Barlas'ın Oğuz Haksever'le birlikte hazırladığı "Makam Farkı" tekrar başladı. TSM ağırlıklı bu programı her zaman beğeni ile izliyorum.Bekir Ünlüataer'in Halit Çelikoğlu'nun sözlerine yaptığı "İstanbul'a Veda" adlı besteyi ilk defa izledim. Beğendim. 9 yaşında iken "Hollanda Yıldızını Arıyor" yarışmasında birinci olan Amira Willighagen'in özel kaydına bayıldım. Napoliten tenor Patrizio Buanne ile düeti muhteşemdi.Yapımın yıldızı ise kesinlikle Mehmet Özkaya idi. Tekin Gönenç'in dizelerinden yola çıkıp yaptığı şarkı "Gönlü Güvercinli Kadın"ı sıkça dinliyordum. Özkaya'nın "Aşk Mevsimi" adını verdiği CD'sinde yer almakta. Bu beste için hazırlanan klibe ise bayıldım. Son yılların en başarılı çalışmalarından.Bu arada Mehmet Barlas'a yeniden "Hoş geldin" diyorum. Dileğim bu defa devamlı olması.***Cam filmi cezalarıBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'ın açıklaması sürpriz olmadı. Otolarda cam filmlere kesilen cezalara af yok. Yani paralar çatır çatır tahsil edilecek. Bu da beklenendi. Bu hükümete elini verenin kolunu kurtarması mümkün değil. Bütçenin deliği kocaman. Bu yüzden sineğin yağını dahi hesap ediyorlar.***İlle de futbolTRT Spor'la başladım. Basın Tribünü'nde Servet Yardımcı konuktu. TFF Başkan Yardımcısı ile tesisleşme üzerine sohbet edildi. "Hırvatistan'da Protokol Tribünü bile akıyor. Bir de bizim yeni 21 stadımıza bakın" örneği güzeldi. Arada Bahri Havadır, Meriç Müldür ve Fatih Doğan'ın, Lucescu'nun durumu öncelikli tuzak sorularına da tanık olduk. Yardımcı çok zeki biri. Bunları iyi geçiştirdi.Daha sonra ekranı ikiye böldüm. Bir tarafta Kayseri-Başakşehir maçı vardı. Ömer Üründül'ün tanımlamasıyla "Ne maç oldu". Yine onun değerlendirmesiyle "İki iyi takımın oyununu izledik". Önemli tespitlerden biri de Adebayor'un golü, pardon KOLU ile alınan puandı!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 189 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 345 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 274 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 131 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 174 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar