Kaygı ve umut arasında

Pazar günkü “HDP operasyonu ve ötesi” başlıklı yazım şöyle bitiyordu: “Batı dünyası ile ilişkilerimizin en gergin olduğu bir dönemi yaşıyoruz....

Pazar günkü “HDP operasyonu ve ötesi” başlıklı yazım şöyle bitiyordu: “Batı dünyası ile ilişkilerimizin en gergin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Resmen “ittifaklarımız”ı sorguluyoruz. 

Amerika’dan Avrupa’ya, onların da Türkiye’ye karşı pozisyonları fütursuzca aldığı bir manzara söz konusu.

Biz “Terör bizi vuruyor, ona göz yumamayız” diyoruz, onlar, bizim kaygılarımızı hiç anlamıyor modunda “Türkiye’yi yöneten kadroları” sorguluyor, yer yer ağır suçlamalar yöneltiyor, Batılı kurumlardan dışlamak gibi tehditler yapıyorlar.

Bizdeki duygu, “Ne pahasına olursa olsun” boyutunda.

Batı da gittikçe “Ne pahasına olursa olsun” boyutuna yöneliyor.

Bu bir kopuşu ve başka stratejik dengelere yönelişi getirir mi? Onun bedeli ne olur?

Hadi HDP ile bitirelim:

Acaba HDP, bölgede gerilimlerin daha da tırmandığı ve savaş, iç gerilimler vs ortamında Türkiye’nin ipini Batı’nın çektiği bir hesaba mı oynuyor?”

“Türkiye’nin ipini Batı’nın çekmesi...”

Böyle bir ihtimal gündeme getirilebilir mi?

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Pazar günü yaptığı değerlendirmeler de gerek FETÖ gerekse HDP ile ilgili Batı’dan gelen tepkileri en azından “Dostça” okumadığını, hatta “beka meselesi” ile kurduğu bağlantı sebebiyle, belki “Düşmanca” algıladığını ortaya koyuyor. Cevabı da açık:

“Açık, net söylüyorum. Benim Uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur... Türkiye’nin son üç yıldır yaşadığı hadiseler sebebiyle artık olaylara bakış açısını değiştirmiş, kendisine yeni bir yol çizmiştir. Bundan sonra bizim için ‘Şu ne der, bu ne der?’ diye bir ölçü yoktur. Artık bizim ölçümüz, ülkemizin, milletimizin bekası için ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmaktır.”  

Dün, Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül’ün yazısının başlığı “ABD Suriye ve Irak’ta Türkiye ile savaşıyor” şeklinde idi. Acaba Batı ile yaşadığımız gerilim, Suriye ve Irak’ta “savaş” diye nitelenebilecek boyutta mı ve tabii öyle ise bu “savaş algısı”nın Türkiye tarafından verilen cevabı nedir?

Yine dün, Yeni Şafak’ta, Aydın Ünal’ın “Bingöl izlenimleri” vardı. Orada önce bir Bingöllü vatandaşın kaygısına yer veriyor, sonra da kendi cevabını koyuyordu. Kaygı şu satırlarda yer almıştı:  

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Akşener - Ağalığın ve liderliğin raconu 26 Nisan 2024 | 2.844 Okunma Tarikatlar, medya ve görünürlük 25 Nisan 2024 | 4.102 Okunma Hamas etrafında... 23 Nisan 2024 | 2.388 Okunma Filistin sınavında iktidar 21 Nisan 2024 | 764 Okunma Bardakoğlu’nun mülakatı - Bilim insanları konuşmalı 19 Nisan 2024 | 1.163 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar